Kendine sakladıklarını , zamanla yitirirsin. Oysa verdiklerin , her zaman senindir…
Axel Munthe
Neler görmüş neler yaşamış bu şehir…
Orta Avrupa ‘nın tartışmasız en güzel yerlerinden.
Bazıları Avrupa ‘nın en güzeli diyor pek çok açıdan katılmamak mümkün değil.
Tarihi doku aynen korunmuş ve gecelerin ışıltısı anlatılmaz sadece yaşanır.
Çok fazla kişi bilmese de Avrupa ‘ nın ilk yeraltı metrosuna sahip olan kent sarı hattıyla halen kullanılır durumda.
Eğer ilk duraktan binip son durağa kadar tramvayı kullanırsanız seyahat dünyanın en uzun tramvay yolunu yaşamış olursunuz.
Tuna’nın gizemi bile yeter Budapeşte’ye kapılmaya…
Berlin’den sonra Orta Avrupa’nın en büyük ikinci şehri olup , Macaristan nüfusunun beşte biri de burada yaşamaktadır.
2 numaralı tramvaya binin , Tuna Nehri kıyısından kenti izleyin , operaya zaman ayırın , Gellert Tepesine çıkın , imparatorluk tarihini öğrenmek isterseniz Buda Kalesi ’ni , mimari zenginliğini anlamak için ise tarihi yapıları keşfedin.
Koştur koştur yapılacak bir yer değil inanın.
Yürüyerek yavaş yavaş keşfedin ki sizde iz bıraksın.
Çünkü bunu hak eden bir şehir.
1662 yılında burayı ziyaret eden Evliya Çelebi’nin Seyahat namesi’nde Budin ve Peşte’nin etraflı bir tasviri yer almaktadır.
Ve Gül babanın türbesi de buradadır. Osmanlı’dan kalma izler bizler için ayrı bir önemdir…
Şehir Tuna’nın batı yakasında Buda ve doğu yakasında Peşte şeklinde ikiye bölünmüştür.
Buda kalesinin etrafında tarihi semtler vardır.
Şehrin merkezi ve canlı semtleri Tuna’nın doğusundadır.
Doğu Avrupa’nın Paris’i , Macaristan’ın başkenti olan Budapeşte , her yıl milyonlarca turist ağarlar.
En güzel zaman Eylüldür.
Buz gibi kış isteyenler için en güzel yol ; Tuna Nehri’nde bir tekne turu yapmak.
Budapeşte Havalimanı merkeze ortalama 20 km uzaklıkta.
Taksi ile 20 euroya minibud simli minibüsler ile 16 euroya gelebilirsiniz.
Bu arada hava alanında para bozdurmayın.
Göz göre göre kazıklanmayın.
Nehrin iki yakasındaki tarih ve doğayı izlemek büyük keyif.
Danube Nehri kıyısındaki şehir iki ayrı şehirden oluşuyor.
Buda ve Peşte birleşmiş Budapeşte olmuş.
Buda , dağlık bölgede , Peşte ise batı da daha modern bir bölgede sanayinin geliştiği bölümde.
Şehrin en önemli turistik bölgesi Buda bölümündeki Şatolar Tepesi’nde ve Peşte’nin içi kısımlarında yer alır.
Mimari açıdan bakıldığında barok , gotik , neo klasik tarzı binalar göz kamaştırıcı.
Hem mimari hem de bir sanat şehri .
Tuna ‘ nın iki yakasında birbirine bakan parlamento binası ve eski kraliyet sarayı şehrin siluetinin en belirgin kısımlarıdır.
İki yakayı köprüler bir araya getiriyor.
Bir kenti tanımanın keşfetmenin en güzel yanı yürümek.
Tuna da ki motor turu dışında vasıta kullanmayın ki bol bol yürüyebilin.
Paris Operası ve Milano’daki La Scala’dan sonra Avrupa’nın en iyi 3. operası kabul edilen Macar Devlet Operası’nda dünyaca ünlü eserlerden birini izleyebilirsiniz yeter ki bileti denk düşürün.
Evliya Çelebi , Buda’da 25 cami , 47 mescit , 12 medrese , 16 mektep , 2 hamam , 8 kaplıca , 9 han , 1 saat kulesi ve 1 bedesten bulunduğunu bildirmekte.
Bunların çoğu ayakta değil.
Mustafa Paşa Camii ve Türbesinin Mîmar Sinan’ın eseri olduğu bilinmektedir.
Tuna Nehri kenarında akşam şehri izleyerek yürüyüp , hayallere dalmak , gece turuna katılmak olmazsa olmazlardan.
Gece şehir ışıl ışıl oluyor ve tur hiç bitmesin istiyorsunuz…
Masal şehir oluyor ışıklar içindeyken.
1987 yılında UNESCO listesine giren kentte konaklama seçeneği oldukça fazla.
Lüks ve orta seviye otelleri Buda Bölgesi’nde , hostel ya da pansiyonları ise Peşte’de rahatlıkla bulabilirsiniz.
Bir iki ufak önerim olacak ; İbis Styles 4 yıldızlı , Gozsdu Court 3 yıldızlı bakımlı ve konumları gereği gayet iyiler.
Peşte tarafında daha fazla zaman geçireceksiniz gibi geliyor bana.
Burada konaklamanızı tavsiye ederim.
Şehri gezerken Budapest Card alırsanız ; toplu taşıma araçlarını sınırsız kullanma aynı zamanda müze , cefe ve turistik mekanlardan indirimli faydalanabilme fırsatı yakalıyorsunuz.
Macaristan mutfağında et yoğunluklu kullanılıyor.
Domuz etini çok sevdikleri için yemeklerde ÇOK ÇOK kullanılıyor.
Gulaş çorbası en ünlü yemeği.
Geleneksel içkisi ise Palinkayı denemelisiniz.
Tatlı kahve keyfini de atlamayın derim..
Yolunuz bu şehre düşerse ilk Central Market ‘e uğrayın.
Manav kasap her şey mevcut.
Hiç beklemeden üst kata çıkın ve Langos kuyruğuna girin.
Yağda pişiriyorlar hamur üstüne malzemeler ekleniyor.
Peynir domates hayat kurtarıyor.
Kahve için ben Tamp & Pull Espresso Bar ‘ ı tek geçerim. Kahveler çok çok leziz.
Her zevke ve bütçeye uygun sokak tezgahlarından gönlünüzce alışveriş yapabilirsiniz.
Mart sonu Nisan başında Budapeşte Bahar Festivali düzenleniyor.
ŞARAP ; Tokaji Şarabı lütfen kenara not alın.
İçmeden sakın Budapeşte den ayrılmayın.
Macarca da Türkçeden gelen pek çok sözcük vardır.
Bunlardan bazıları anya (ana-anne) , atya (ata-baba) , alma (elma) , kicsi (küçük) , tepsi (tepsi) gibi sözcüklerdir.
Buralara kadar gelince çigan gecesine katılıp eğlenmeyi ihmal etmeyin.
MASAL ŞEHİR SİZLERİ BEKLİYOR…