” Bulunacak herhangi bir şeye anlamı veren şey adayıştır ve yakındaki bir şeyi bulmak için çok yol kat etmek gerekir ”
José Saramago
Seyahat etmek çok sihirli bir şey.
Hem sizi hemde etrafınızı değiştiriyor.
Ben bunu fark ettiğimden beri yollardayım.
Köln ; Avrupa’nın en güzel ve en önemli şehirlerinden biridir.
Romalıların yüzyıllar önce söylediği ” Köln” ü görmeyen , Almanya’yı görmüş sayılmaz ” sözü hala geçerlidir.
Bence Romalıları dinleyin, tavsiyelerinden memnun mesut kalacak buradan mutlu ayrılacaksınız.
Bombalama sırasında her açıdan önemli görüldüğü için Katedrale dokunmamışlar.
Bugün Ren Bölgesinde , ekonominin , kültürün , sanatın ve fuarların en önemli noktalarından biri Köln.
Sanat ile bu kadar iç içe yaşam başınızı döndürecek cinsten.
Tarih boyunca önemini hiç ama hiç yitirmedi. Ren nehri kentin tam ortasından geçiyor.
2006’daki Futbol Dünya Kupası gibi çok fazla etkinliğin ve fuarın yapıldığı bir milyon nüfuslu Köln’e geçtiğimiz yıl 2.5 milyon turist gelmiş…
Savaş sırasında yüzde 90 ‘ a varan kısmı harap olan Köln insanı sarmalıyor hayatın içine sokuyor.
Son yıllarda ki yolculuklarımda şunu fark ettim bir yeri insan güzelleştiriyor.
Bir kent sizi sarıp sarmalıyorsa bunun nedeni orada yaşayan insanlar.
İlk üniversitenin 1388’de açıldığı Köln’de yaşayan insanlar ; 12 kilise şehir surları ve çok sayıda tarihi bina ayrıca sanat eseri olan kentlerine ” Kutsal Köln ” diyorlar ve kentlerine hep sahip çıkıyorlar.
Başta Köln Üniversitesi olmak üzere pek çok üniversite ve yüksek okul (Spor Yüksek okulu, Konservatuvar v.s.) bulunur.
Burası tam bir üniversite kentidir.
Toplam nüfusun neredeyse % 10´u üniversite öğrencisidir.
1997’den bu yana her yıl sonbaharda Köln Maratonu düzenlenmektedir.
31 Temmuz- 7 August 2010 tarihleri arasında Uluslararası 8. Gay Games etkinlikleri Köln’de yapılmıştır.
1999 yılında ilk Alman Spor ve Olimpiyat Müzesi hizmete açılmıştır.
Köln ; Almanya’nın dördüncü büyük şehridir. Kozmopolit bir yapısı olan şehirde sayıca fazla yabancı ikamet etmektedir.
Burayı keşfetmenin en pratik yolu sokaklarda kaybolmak , meydanları keşfedip , kafeler de nefes almak.
İtalya’dan İngiltere’ye , Batı’dan Tuna’nın doğusuna giden yolların tam ortasında o yüzden Orta çağ’da daha etkin bir noktaya gelmiş.
Prusya döneminde Ren Bölgesinin başkenti olan Köln II. Dünya Savaşı sırasında şehrin büyük bölümü tahrip edilmiş.
Köln de toplam 36 müze ile pek çok sanat galerisi bulunuyor.
Opera tiyatro ve Flarmoni Orkestrası’nın konserleri ise şehrin kültürel faaliyetlerin sadece birkaçı.
Gençler 20 bin kişilik Kölnarena’da dünyaca ünlü sanatçıların verdiği konserleri izlerken çok güzel vakit geçiriyorlar.
Burası büyük şehir belki ama dar ev tek yön sokaklar fazla.
Bu durumda halkı bisiklete yöneltmiş.
Ortalama 1 milyon kadar bisiklet trafiğin % 16 ‘sını oluşturuyor.
Neredeyse her köşe başında bar var.
Kölsch birasını imal eden 25 ‘den fazla fabrika var.
Köln için yazılmış şarkıları ise karnaval zamanı futbol maçlarında yeni yıl kutlamalarında sürekli söylüyorlar.
Şehrin en öne çıkan yapısı Dom Katedral’ idir.
İhtişamlı bu katedral Almanya’nın ikinci dünyanın ise üçüncü büyük kilisesidir…
Şehirde bulunduğunuz yer neresi olursa olsun , bir şekilde katedralin bulunduğu yere geliyorsunuz.
Çünkü ; şehrin en büyük tren istasyonunu buradadır.
Her yol katedrale çıkar.
Kolonyanın ilk bulunduğu şehirdir.
Köln deyince akla ilk gelenlerden biri de ” Eau de Cologne “. ” Kolonya Suyu ” yazısı günümüzde parfüm şişelerinin üzerindeki yerini alır ve bugün yaşamımızın olmazsa olmazı haline gelmiştir.
Kölnde 5 adet mevsim var.
Nedeni ise Karnaval.
Paskalyada pek çok turistin de olduğu faaliyet boyunca tüm kent bayram yerine dönüyor , eğlence sabahlara kadar devam ediyor.
“ Sahip olduğunuz tek şey ne olduğunuz ve ne verdiğinizdir. ”
Ursula K. Leguin , Mülksüzler
Kölnde bence yapılabilecek en güzel şey parklarda doğa ile kucaklaşıp onu doyasıya yaşamak.
Huzuru sakinliği yaşamanın en kolay en ucuz en pratik yolu bence parklar.
Avrupa bunu çözmüş darısı bize diyelim.