Muhteşem Botsvana

 

 

”Yaşamdaki ilklerin en değerlilerinden biridir. Savanada geçirilen ilk gece asla unutulmaz”

 

Adrian Anthony Gill

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yeni yerler görmek yeni insanlar tanımak isterseniz seyahat etmelisiniz. Kara Kıta Afrika yaşamın içinde her türlü deneyimi biriktirmek için ideal. Uçsuz bucaksız manzaralara şahitlik etmek, güneşin delta suları arasında batışını izlemek, renklerin akıl almaz oyunlarını görmek, hatayı mümkün kılan güneşe şükretmek, doğum ölüm döngüsünü bu kadar yakından gözlemlemek, sürekli yenilenirken bu döngünün şaşmazlığına dua etmek.

 

 

 

 

 

 

 

 

Günaydın Botsvana…

 

 

 

 

Ülkede 1991 de okuma yazma oranı % 68’den bugün % 90’lara çıkmış. Bu özelliğiyle kıtada ilk onda. Ülke bütçesinden kaçak avcılığa büyük pay ayrılmış. Milli parklarda bir askeri üs var. 2001 de ki gergedan sayısı bugün neredeyse 200‘e dayanmış. Yine kıtada bu özelliği ile de ayrışan bir ülke Botsvana. Afrika’nın saklı cenneti doğa tutkunları için vazgeçilmez. Ülkenin 3/1 korunan topraklara sahiptir. Kırılgan doğayı koruyabilmek adına kitle turizminden uzak durması beni çok mutlu etti. Onlarca gördüğüm kuş türü ise bu yolculuğun en güzel hediyeleri oldu. İki milyonu biraz aşan nüfusa aldanıp ufak bir ülke sanmayın. Türkiye’nin 4/3 kadar yer kaplıyor. 1968 de Chobe Ulusal Park açılmış ve ülkenin ilk milli parkı olmuş. Adını milli parka veren bu olağanüstü nehir Angola’dan Zambezi nehri ile birleşene kadar yolculuğu boyunca pek çok isim ile alınır. Chobe Nehri en kalabalık yer. Çünkü bir nehir yolculuğu ile filleri, sürüngenleri, zebraları adını bilmediğiniz bir sürü canlıyı görüp fotoğraflayıp keyif alabilirsiniz. Canlı yaşamın yanında nehir kıyısı boyunca inanılmaz manzaralarda sunar. Vahşi yaşam fotoğrafçıları içinde benzersiz perspektifler hazırlar.

 

 

 

Canlı yaşam dokusu anlatılır gibi değil. Ünlü kaşif David Livingston 1853 Chobe Nehrine geldiğinde nehrin genişliğini görünce ”Bu topraklara bir gün medeniyet gelirse, Chobe de doğal bir kanal olabilir” diye not almış günlüğüne. Çok şükür henüz öyle bir şey yok. Ve ben bu topraklara en bakir haliyle geldim. 1966 da bağımsızlığını ilan eden Botsvana; Kalahari Çölünün tam kalbinde Afrika kıtasının güneyinde kara ile çevrili bir ülkedir. Chobe Nehri gibi sulak alanlara da sahiptir. Hem bakir hem zengin denize kıyısı olmayan ülkenin uzak kuzey doğu köşesinde yer alan nehir; karayı yemyeşil bir çizgi ile keser. Dünyanın en büyük fil nüfusuna sahip ülke kıtanın da en iyi tekneden nehir safarisi imkanını sunar. Hayvan gözlemciliği konusunda oldukça ustalaşmış bir ülkedir. Filler, su aygırları, timsahlar, aslanlar ve yırtıcı pek çok canlı doğal yaşam alanlarında gözlemlenir. Görülecek ve fotoğraflanacak çok şey vardır. En iyi sezon yağmurlar öncesi kurak mevsim. Suyun kokusunu alan fillerin nehre tozu dumana katarak koşmaları gerçekten unutulmaz. Nehrin taşkın yataklarından görülen panorama eşsiz. Sürekli hareket eden filler yakıcı kıta güneşine karşı kendilerini korumak için çamur banyosu yapar. Derilerini korumak için güneş kremi gibi kullanırlar.

 

 

Mutlak sessizlik bazen bir kuş sesi ya da su aygırı homurtusu ile kesilir. Yalı çapkını, baykuş, balık kartalı kuş cennetinin bir parçasıdır. Yaban hayatı gözlerinizle görmek paha biçilemez. Yolculuğu güzelleştiren canlı türlere minnettarım. Ufukta beliren güneş göğü kızılın her tonuna boyarken içim kıpır kıpırdı. Zebralar, filler, zürafalar eşliğinde yaptığım yolculuktan hiç şikayetim yoktu. Kelebek ağaçlarının eşlik ettiği bir nehir boyunca yol aldığım bu anlar ne eşsizdi. Issızlığın ortasında ki doğal zenginlik beni çarpmıştı. Lila bir gökyüzünün altında içilen şarap ve cin ne unutulmaz değil mi?

 

 

 

Kesinlikle korunması gereken çok etkileyici bir yer. Kıta tüm sorunlarına rağmen ziyaretçilerini sarıp sarmayı beceriyor. Büyük iç nehir zengin bir yaban yaşamını bizlere sunar. Elmas zengini dünyanın en büyük iç deltalarından biri ülke coğrafyasını eşsiz bir ekosisteme dönüştürür. Gözlerim ile doğayı yudumlamanın ne demek olduğunu öğrendiğim yolculuğum hiç bitmesin istedim.

 

 

Halk çamur ve dallardan yaptıkları kulübelerinde yaşar. Kıtlık ile mücadele eden ülkede yağmur çok kıymetlidir. Ülke topraklarının %37’si milli parklardan ve vahşi yaşam rezervlerinden oluşur. Ülkede 550‘den fazla kuş çeşidi vardır. Dünyanın en eski kültürlerinden olan San halkı ülkeyi evi olarak bilir. Para birimi Pula’dır. Pula yağmur demek. 200 Pula parasının üstünde çocuklarına bir şeyler öğreten bir anne portresi var. Ülke nüfusunun %45’i doğal hayat ve turizmden para kazanıyor. Nehir üstünde ki gezinti tekneleri eskiden sosis ağacından yapılırmış. Nehir üstünde su aygırlarını izlerken iri gövdeleri ile açtıkları yolları gördüm. Halk bu yollara ”su aygırı otobanı” diye isim takmış. Afrika’nın harika vahşi yaşam destinasyonlarından birine hoş geldiniz. Kumlu araziden, küçük kasabalardan, yemyeşil taşkın yataklarından, katedral mopane ağaçlarının yoğun ormanlarından ve uçsuz bucaksız geniş yapraklı ormanlık alanlardan geçerken göz kamaştırıcı, masmavi Chobe Nehri’nin ilk bakışını asla unutmayacaksınız. Bir vahşi yaşam geçit töreni için sık sık durmak zorunda kalacaksınız. Afrika’daki en yüksek fil yoğunluğuna sahip Chobe Ulusal Parkında ki mevcut su havzaları safarileri yeterince büyüleyici yapmaya yetiyordu. Bu safarilerin belki de en ünlü konuğu ‘’Ağaçların ismini, küçük hayvanları, tüm kuş türlerini, konuşulan dili öğrenmek istiyordum. Tüm bunların içinde olmak ve yavaşça hareket etmek istiyordum’’ sözünün de sahibi Ernest Hamingway’di. Kitle turizminden uzak durmak isteyen Afrika ülkesi Botsvana da yağmur demek her şey demek. Ağırlıklı olarak konuşulan Tsvana dilinde yağmur yani pula; ülkenin para birimi, küçük çocuklara ilk öğretilen şarkı, şerefe, birbirlerine iyilik dilerken de pula diye sesleniyorlar. Yani uzun lafın kısası Botsvana da pula demek bereket demek. 11 bin kilometrekare büyüklüğünde ki park tüm kıtanın en sevilen doğal yaşam alanlarından. Tekne ile nehre açılır açılmaz; rengarenk kuşlar, zürafalar, timsahlar, filler, impalalar, su aygırları, kelebek ve sosis ağaçlarını görmek yolculuğumu daha da güzelleştiriyordu. Okuma yazma oranı Afrika da ilk onda. İngiliz fotoğrafçı James Gifford tarafından 2010 da ilk kez leopar ağzında 1,5 metre boyunda yayınbalığı ile görüntülendi.

 

 

 

Botsvana demek; dünyada çok az park kara ve nehir safarisini beraber sunar. Geleneksel bir kara safarisi heyecan verici bir deneyim olsa da, hiçbir şey bir tekne safarisinin yerini tutamaz. Hayvanları sudan izlemek size eşsiz bir bakış açısı sağlıyor ve onları varlığınızdan tamamen habersiz kılıyor gibi görünüyor. Suyun huzuru ve aksi size daha büyük bir ayrıcalık sağlıyor. O gün benim için ise; Afrika’daki en büyük fil sürüleriyle çevriliyken, Chobe Nehri’nin yemyeşil kıyıları boyunca kıvrılırken, onların görkemli varlığına tanık olurken; bir duvar da ancak tek bir tuğla kadar yer işgal ettiğimi ve tek sorumluluğumun iyi bir tuğla olmayı başarmakla yükümlü olduğumu gördüğüm gün olarak kişisel tarihime not düştüğüm gündür.

 

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir