” Bir defa görmek bin defa duymaktan daha kıymetlidir ”
Çin Atasözü
Avrupa da birkaç kez görme şansımın olduğu çok sevdiğim şehirlerden.
Hem futbol takımının taraftarıyım hemde enerjisinin yüksek olmasını İstanbul’a benzetirim herzaman.
Burası sanki İspanyadan ayrı bir ülke gibi.
Gezerken hep böyle düşündüm. Rönesans döneminin yapıları başınızı döndürür.
Şehir tarih ile adeta bütünleşmiş gibi hissettirir kendini.
Akdeniz’in harika havasını her an hissedeceğiniz , tarihe , sanata ve mimariye doyabileceğiniz , geceleri eğlenmekten yorulacağınız müthiş bir kent.
Zengin kültür ile yoğrulmuş şehir ; kendi mutfaklarını bayraklarını dillerini yaratarak farkını ortaya koymuş.
Barselonalılar kendilerini önce Katalan olarak kabul ederler. Gece sokaklarda gündüzden daha fazla insan görürsünüz çünkü gece gezmesini çokkkk seviyorlar.
Kent , insanı resmen sarıp sarmalıyor hemde en kısa sürede.
Bunun bence en büyük nedeni Akdeniz insanı.
Metro karmaşık gibi görünse de değil.
Bir kez denediğinizde sisteme hemen alışırsınız.
Barselona ; merkez dahil olmak üzere toplam altı bölgeden oluşuyor.
Bu arada ; şehirde size çeşitli müze ve restoranlarda indirim sağlayacak, ulaşımın da içine dahil olduğu Barcelona Card dan bahsedeyim.
Barcelona Card için ücretler ;
3 Günlük Kart: 45 Euro
4 Günlük Kart: 55 Euro
5 Günlük Kart: 60 Euro
Gezilecek yerlerin neredeyse tamamı 1. bölgede yer alıyor.
Ayrıca konaklayacağınız yeri seçerken 1.bölgede kalmanızı öneririm.
Her şehirde olduğu gibi Barselona’da da üstü açık otobüslerle gerçekleştirilen şehir turları mevcut.
Katalunya meydanından hareket eden bu otobüslerin iki rotası var:
Batı rotası ve Doğu rotası.
Günlük fiyat 23 euro.
Bilet alınca size bir harita veriliyor. Belirtilen duraklarda inip o bölgeyi gezin,10–25 dakika arasında gelecek olan diğer otobüse aynı duraktan binerek turunuza devam edin.
Az zamanınız varsa ve pek çok şeyi görmek istiyorsanız bu tarz turları tavsiye ediyorum…
Barselona La Rambla caddesi…
Victor Hugo ; buraya; “ dünyanın en güzel caddesi ” demiş…
Ünlü İspanyol şair Federico Garcia Lorca’da “ Hiç bitmesini istemediğim cadde ” demiş.
HERKES HAKLI !!!
” Davranışlarından utanıp , sıkılma ; hayatın tümü bir denemedir ”
Ralp Waldo Emerson
Barselona’nın ilk hareket noktası bence burası. Bizim İstiklal Caddesi’nin bir benzeridir, ama tabii ki çok daha düzenli ve tertipli düşünün.
Çiçekçiler, kafeler, ressamlarıyla çok canlı çok hareketli bir cadde. Burada mutlaka yürüyeceksiniz, çünkü ana cadde burası.
Yapacağınız şey ilk olarak bu caddeye kendinizi atmak. Arkanıza denizi alın ve sakin sakin yürüyün.
Cadde boyunca kostümler içerisinde ki değişik tipler göreceksiniz. Ve meyve pazarı müthiş.
Mükellef bir ziyafet çekin derim.
Sagrada Familia Kutsal Aile Kilisesi…
Burayı mutlaka görün hem içerden hem dışardan. Etkileyici bir mimarisi var.
Guell Park ; Antoni Gaudi i Cornet ünlü İspanyol mimarının önemli ve en ünlü eseridir.
Flamenko dansı ; kökeni İspanya’ya dayanan bir dans çeşididir.
Özel merakınız varsa da yoksa da buraya kadar gelmişken bir akşam zaman ayırıp gidip izlemenizi öneririm.
Picasso Müzesi ; eski şehir bölgesi içinde yer alır.
Müzede Picasso’nun eskizleri de dahil hayatının değişik dönemlerine ait toplam 3000 kadar eseri sergileniyor.
Erkenden kalkıp sıraya girmeye değer kaçırmayın derim.
Ben liman bölgesini de çok çok sevdim. Sahil bölümünede zaman ayırın.
Sabah yürüyüş ve ardından bir kahve ile kendinizi şımartın.
Gelip geçeni izleyin.
Futbol için zaten mekan belli ; Nou Camp.Ek bir bilet ile içeri giriliyor ve her gün ziyarete açık değil. Denk düşürün ve stadı görün.
Nefis bir müze var.
Ünlü oyuncuların top koşturduğu çimlerin üzerinde yürümek, boş bile olsa tribünleri görmek bu atmosferi yaşamak farklı bir duygu…
Nugalı bademli bir çeşit şekerleme Turron Duro’yu mutlaka denemelisiniz. La Rambla üstündeki marketlerde bulabilirsiniz.
En sevdiğimden içecek ; sangria. Zaten Barselona’ya kadar gel Sangria içme olmaz.
Sangria’ya resmen bayıldım diyebilirim. Şarap , meyve parçaları , şeker ve romdan oluşmuş. Hepsini karıştırıyorlar. Sonra biraz bekletiyorlar. Ve afiyetle içiyorsunuz. Tadı müthiş.
Eğer grupsanız 1 litrelik sürahilerde servis edileni için. 1 litre için ortalama 7-8 euro kadar ödeme yapıyorsunuz.
Mutfak insanın aklını başından aldığı gibi feci de kilo aldırıyor. Patatesli omlet kızarmış yeşil biber, çıtır ekmek dilimlerinin üstünde somon balıkları ve karides. İçki olarak bira ya da beyaz şarap tavsiye ederim. İşte gerçek bir ziyafet…
Woody Allen ‘in Barselona Barselona filminin çekildiği Four Cats lokantasını şiddetle öneririm. Önceden rezervasyon gerekli unutmayın.
Bar Celta Pulperia isimli mekanı da ayrı bir yere koyarım. Deniz ürünleri müthiş.
Cal Pep ise tapas için kenara not alınacak mekanlardan…
Hard Rock Cafe ; olmazsa olmazım benim. Burada yemek de yiyebilirsiniz akşam 10’dan sonra gidip bir şeylerde içebilirsiniz.
Enerjisi yüksek olduğu için mi mükemmel ziyafetlerden mi stadyumdaki müthiş atmosfer mi bilemedim…
Ama ; buradaki geçirdiğim her an bana yaşamın ne kadar güzel ve ışıklı bir şey olduğunu düşündürdü…
Hep merak edip bir türlü yolumu düşüremediğim bir yer oldu Barselona! Güzel oldu sizin kaleminizden okumak, en yakın zamanda ben de gitmeyi umuyorum! 🙂
Faydalı ve Akıcı yazınız için teşekkür ederim, blogumu takip ederseniz sevinirim https://hastaliktakip.blogspot.com
Kaleminize saglik, bende gitmeyi cok istiyorum aslinda fakat su siralar derslerden pek firsat olmuyo, Paskalya tatili bahanesiyle keske gitseydim diyorum ama cok gec maalesef. Yolunuz Wroclaw a duserse beklerim 🙂
Şubat 2019’da 14 günlük Barselona, Madrid seyahati düşünüyoruz. Umarım bir aksilik çıkmaz. Verdiğin bilgiler için çok teşekkür ederim. Özellikle, gezilecek yerlerin hemen hemen hepsinin birinci bölgede olması ve şehir içi seyahat kartı bilgisi çok önemliydi..
Güzel ve sağlıklı günler dilerim.