” Yolculuklar bilge adamı daha iyi , aptalı ise daha kötü yapar ”
Thomas Fuller
Ufacık tefecik belki ama çok güçlü bir ülke. Adının anlamı ” ışıklı ülke ” demek.
Hayat standartları açısından dünya dördüncüsüdür.
Milli gelir olarak baktığınızda ise dünyanın en zengin insanlarının yaşadığı ülkedir.
Eğitim ve kültür seviyesi ile en üst sıralarda.
İstanbul’dan küçük.
Kaleleri ile UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesindedir.
Dukalık sistemi ile yönetilen tek devlet.
Yıllık gelir kişi başı ortalama 85.000 $ olduğu için insanlar zengin ve mutlu.
İşsizlik yok.
3 saatte gezilir mi gezilir.
Avrupa ‘nın tam ortasında ve renkli mi renkli bir ülke…
1867’de ülke bağımsızlığını ilan etti.
Düklük adına sadece ufak bir bölge kaldı.
Kalan bu ufak bölge ekonomik olarak hayatta kalabilmesi için çok iyi bakılması gerekiyordu.
Bu görev de en iyi şekilde başarıldı.
Yakın tarih de ise ülke uluslararası politika konusunda lider konumunda.
Avrupa Birliğini kuran 6 devletten biri.
Deniz kıyısında olmaması en önemli özelliklerindendir.
500.000 ‘den fazla nüfusa sahiptir.
Temiz ufak sakin telaşsız sessiz…
Bizim kolayca alışabilecek yerlerden değil.
Ben sessizliği sevdiğim için buralar tam bana göre.
Fazla sessiz geldi diyene çok rastladım.
Sevdim ben.
Göç almıyor.
Almanca, Fransızca ve Lüksemburgca olmak üzere tam üç resmi dili var.
Bin yıl gibi bir süre el değiştirmiş neredeyse.
Tarihsel değerleri 1994 yılında “UNESCO Dünya Miras Listesi” ile koruma altına alınmış.
Şehir meydanı yakınında “dünyanın en güzel seyir terası” dedikleri bir terastan vadiyi ve şehri izleyebilirsiniz.
Bütün gezilecek yerler birbirine yakın ve yürüme mesafesinde.
Düzenli yolları ve bakımlı temiz caddeleriyle küçük olmasına küçük belki ama benden tam puan aldı.
82 km uzunluğunda ve 57 km genişliğinde bir ülke Luksemburg.
Ufacık tefecik ama doğal güzellikleri çok fazla.
Zümrüt yeşili dağları , vadileri ve nehirleri ile bence mutlaka görülmeli.
Bir vadiye kurulmuş.
Vadinin içinde yürüme parkurları, parklar, eski evler ve bir nehir var.
Vadiye asansörler ile de inebilirsiniz.
Ayrıca fotoğraf için balkonlar var buralarda durup çekebilirsiniz.
Şehir merkezine hava alanından ; 2 euroya 16 no.lu otobüs ile gelebilirsiniz.
Unutmayın 2 euroluk bilet 2 saat boyunca geçerli.
Günlük ulaşım bileti için ise 4 euro ödeyerek bilet alın.
Şehirler arası trenlere de kullanabilirsiniz.
Hava alanı 6-7 km uzak sayılmaz.
Taksi de 25 euro civarı tutuyor.
Gezmeye yürüyerek vadiden başladım.
Her yer yeşil. Ama her yer.
Bakmaya doyamazsınız !!!
O kadar temiz ki.
Şimdi diyeceksiniz ki bu kadar kültürlü insan yaşayınca haliyle sessiz yeşil temiz olması doğal.
Hamilus meydanının yakınındaki Altın Kız Heykeli , savaşta hayatını kaybeden Lüksemburg askerleri için yapılmış.
Yürüyüşünüz esnasında atlamayın derim.
Şehri yürümek istemezseniz bu trenler ile de gezebilirsiniz.
Nüfusun üçte birinden fazlası ülke dışında doğar ve bu gerçek , kentin atmosferini ve uluslararası ruhunu açıklar bana kalırsa.
Bu çeşitlilik ilk etapta yiyeceklere yansımış.
Lüksemburg’da ; gezginler bir yada daha fazla Michelin yıldızı ile ödüllendirilmiş restoranlar ile karşılaşır.
Vadi dönüşü soluklanmak için bir kafeye oturdum.
Diyebilirim ki çekinerek.
Bu kadar zengin ülke.
Neyse korktuğum kadar çıkmadı diyebilirim :))
1 fincan kahve 2,30 euro 1 dilim meyveli pasta 4,50 euro.
Tuvaletine gidip baktım merakımdan.
Ara sokakta ki herhangi bir kafe bile inanın ter temiz.
Bisiklet park yerleri asfalta ayrıca işlenmiş.
Fikre bayıldım.
Doğa ve çevre bilinci çok gelişmiş.
Bol bol yürüyüş yaptım.
Hem gözlem yapmak için fırsatta yaratmış oldum kendime.
Lüksemburg , 1995 ve 2007 ‘de olmak üzere iki kere Avrupa Kültür Başkenti olma özelliğini taşıyan tek kent.
365 gün boyunca sanat ve kültür en baş köşede.
Roma ve Cermen kültürlerinin kesiştiği bir noktada bulunmasından dolayı kültürel geçmişi oldukça zengin.
” Gezmek yaşamaktır ”
Hans Christian Andersen
2 günlük hafta sonu kaçamağı olarak düşünebilirsiniz.
Uzun uzun kalmaya gerek yok gibi geldi bana.
Ben sıkılmadım sessizliği ve sakinliği ile oldukça da hoşuma gitti.
Ama mümkünse cuma cumartesi gelin buralara.
Pazar günü buralarda iseniz yandınız benden söylemesi.
Her yer ama her yer kapalı.
Marketler mağazalar benzinciler kaldırım kafeleri…
Ben almadım ama yürüyerek kenti keşfetmeniz için yürüyüş turu alabilirsiniz.
Yaklaşık 2 saat sürüyor ve ücreti 9 eurodur.
Sessiz sakin dingin bir iki gün hediye edin kendinize ve bahar aylarında yolunuzu buraya düşürün.