” Kalbinden gelen sesi dinlemek sana bir şeyin ne zaman yeterli olduğunu söyleyecektir. Kafanın söylediklerini duymakla kalbinden gelen mesajı dinlemek arasındaki farkı öğren. Kafanın konuşması toplumun bir ürünüdür. Kalbin konuşması sonsuzluktan gelir…”
Marlo Morgan – Bir Çift Yürek
Bazı kentlerin hemen tarifi olmayan bambaşka bir havası büyüsü vardır.
Sizi içine alır ve büyüsü ile sarar sarmalar. İçine alır. Öyle bir ortamda keyifli zaman geçirmenizi sağlar ki ayrılmak istemezsiniz.
Size ; sadece kente kendinizi bırakmak kalır.
Bence Madrid böyle kentlerden. Bir kaç bin yıllık bir kent burası.
Madrid tam bir renk cümbüşü ve en çok ama en çok kırmızıyı seviyorlar. Bellerine takmış oldukları kuşak ile cesuruz mertiz diyorlar.
İber Yarımadası‘nın kalbinde yer alır.
Tarih kokulu pırıl pırıl caddeler , futbol ve politika kol kola ve müthiş yemekler…
Kendinize yapabileceğiniz en büyük iyiliklerden biri Madrid sokaklarının huzurlu ortamına kendinizi bırakmanız olacak.
Çünkü gezinizi ne kadar planlamaya çalışırsanız çalışın şehirde karşınıza çıkan her şey sizi kendine bağlamayı başarır.
İşte bu güzelliklere karşı iradeniz mantığınız bazen zayıf kalır ve siz de planladığınız her şeyi bir kenara bırakıp kalbinizin sesini dinlersiniz.
Havalimanına indikten sonra şehir merkezine gidebilmek için ; metro kullanabilirsiniz. 8 no.lu otobüse binin son durak Nuevos Ministerios’ta inin.
Daha sonra merkeze giden banliyö trenleri Cercanias’ın C3, C4a veya C4b hatlarının Parla yönünde 1 durak giderek şehrin kalbi olan Sol meydanına ulaşabilirsiniz.
Metro 4.5 euro , cercanias 4 euro gibi tutuyor.
İşte , Madrid bu yönünü her şeyi ile sunar misafirine. Karşılaşacağınız her bir yapıda ayrı sanat ile tanışırsınız.
Her sokakta ayrı motifler sizleri bekler.
Burada şehrin tadına varmak için sabırsız olmayın.
Gün boyunca Plaza Mayor’da bir kafe de bile otursanız gününüz boş yere geçmiş olmaz.
Emin olun sadece kahvenizi yudumlarken bile kentin tüm çekiciliği tüm renkliliği geçiyor olacak gözünüzün önünüzden.
Sadece izlemekten ve izlerken keyif alabileceğiniz dünyanın nadir yerlerinden birindesiniz tadını çıkarın.
Madrid belki büyük ama keşfedilecek noktaları birbirine yürüme mesafesinde.
Zengin tarihi dokusunun yanı sıra canlı bir yaşam ve sanat merkezi.
Prado Müzesini yılda iki milyon kişi ziyaret ediyor.
Kötülüklere karşı savaşan Don Kişot ve yamağı göbekli Sanço Panza ‘nın maceralarını yazan Cervantes Madrid de her yerde her an sizinle.
Ara sokakları ve müthiş kalabalığı ile Eski Şehir ve burada özellikle Plaza Mayor ve Puerta Del Sol meydanları en hareketli noktaları.
Turistler için en çekici cazibe noktaları.
Plaza Mayor Madrid ‘e gidenlerin mutlaka görmek istedikleri ve görülmesi gereken ilk meydanlarından.
Bir kahve içimi kendinize zaman ayırın ve Cervantes ‘in düşlerine ortak olun.
Burası bence kentin kalbi.
Puerto Del Sol meydanı günün her saatinde dolu ve hareketli cıvıl cıvıl.
Kenarda bir sokağın girişinde ise ağaca uzanmış bir ayı heykeli var Madrid’in simgesi.
El Retiro Park ise kentin huzur noktası. Park içindeki sincaplar ağaçlar havuzlar heykeller kesinlikle görülmeye değerdir.
Parkın 6 ana giriş kapısı var. Parkın adının anlamının ispanyolca inziva demek olduğunu öğrenince insan niye huzur bulduğunu daha iyi anlıyor.
Turist olarak şehri keşfetmenin en iyi yolu kesinlikle yürümek.
Kuşkusuz İspanya ve Madrid denilince ilk akla gelen en önemli etkinliklerden biri boğa güreşleridir.
İlgimi çekmediği için izlemedim açıkçası ama Estadio Santiago Bernabeu İspanya’nın Madrid şehrinde 1947 yılında yapılan stadyumu görmeye gittim.
Bu stadyum Real Madrid ‘in stadyumudur.
Su : 1,5-2,5 Euro arası ama musluk suyu içiliyor.
1 bardak Sangria : 3-5 Euro arası
1 kadeh şarap : 2,5- 5 Euro arası
Kahve : 2,5-4 Euro arasında…
Madrid‘e madem geldiniz sıcak çikolata için yanında da churro denen yuvarlak halka şeklindeki yağda kızartılmış hamurları yemeden olmaz haliyle.
Ama benim gibi tatlı ile aranız çok yoksa onu bilemem tabi.
Kızaran hamurları sıcak çikolatanın içine batırarak tüketiyorlar.
Madrid meyhane ve yemek kültürü gelişmiş bir yer. 80’den fazla antik meyhane taberna adı ile halen aktif olarak hizmet vermekte.
Tüm yemekler için geçerli tek kural ; sabırlı olmak. Acıkmadan oturun kararınızı verin ve bekleyin. Servis çok ama çok yavaş.
Dünyada 21 ülkede İspanyolca konuşuluyor ve ortalama her yıl 50,000 milyon insan İspanya ‘yı ziyaret ediyor.
Yemek meselesine gelince ; paella, kızarmış deniz ürünleri tabağı , sarımsak çorbası , ekmek, kalamar, zeytin, közlenmiş biber salatası .
Bu güzel yemeklerin yanında şaraplar, lokal biralar, sangria ve özellikle kahve sevenler için mutlaka kahve . İşte ben buna ziyafet derim.
Hepsi birbirinden leziz TAPAS ‘lar kızarmış ve dilimlenmiş şekilde baget ekmekler üzerinde servis yapılıyor.
Tapas servisleri hem hızlı hem fiyatlarda oldukça makul.
Mekan önerilerine gelince ;
Taberna Corrientes ; Plaza Mayor‘un Calle de Toledo çıkışında nefis tapasları var.
Alhambra ; Sol meydanının hemen yanında bulunuyor.
Santa Ana meydanına çıkın ve bira şarap kahve eşliğinde bu güzel meydanın keyfini sürün.
Kentin en çok tercih edilen noktalarından.
MADRİD ‘İ HİSSEDİN ve ; Cervantes’in Düşlerine Katılın…
Dinle çocuğum ıssızlığı.
Dalgalanan ıssızlığı,
vadilerin kaydığı ıssızlığı,
yankıların olduğu ıssızlığı,
alınları toprağa eğilten ıssızlığı.
Lorca