“ Farzet hiç ayrılmadık
Gözümde tütüyor
Gözümü tütsülüyorsun hala
Hep birlikteyiz sanki
Seninle ben ve DÜNYA ”
CAN YÜCEL
Alışılmış rotaların dışına çıkmak ve farklı keşif noktaları arayan gezginlerin yol listesinde kesinlikle olması gereken ülke ;
SLOVENYA…
O kadar güzel o kadar yeşil ki ülkeyi bir tabloya benzetenler hiç de az değil…
Slovenya‘nın % 70 ‘i milli park yani yeşil yeşil yeşil.
Avrupa’da ki 3. en büyük orman alanlarına sahip.
Doğal güzelliklerinin reklamını yapmayan bir ülkedesiniz o yüzden saklanmış korunmuş.
Galiba yol deyince insanı yerinden fırlatan da kentlere benzemeyen ortamlarda bulunma isteği.
Doğanın içinde olma arzusu. Diller dinler ne kadar farklı olsa da her şeyden uzaklaşmak isteği kaçmak ve keşfetmek arzusu bizi yollara döküyor.
Doğal güzellikleri ile insanın aklını başından alan Göl ; başkent Ljubljana’nın kuzeyinde ve Avusturya’nın güney sınırına yakın Gorenjska bölgesinde bulunuyor.
Doğal güzellikler beni benden aldı. Sizde hazırlıklı olun…
Hem yakın olsun hem doğa olsun hem bambaşka olsun mu aklınızda ki rota benim için tek cevap : SLOVENYA
Ve burada fiyatlar diğer Avrupa ülkelerine göre oldukça uygun.
Buranın güzelliği dillere destan ortamı büyüleyici atmosferi aklınızı başınızdan alacak cinsten.
Göl’ün tam göbeğindeki adada St. Martin Kilisesinden gelen çan sesleri , etrafı sarıp sarmalayan karlı dağlar ve karşıdaki tepeye kurulan Şato sizi gerçek dünyadan alıp bambaşka diyarlara götürüyor.
Burası bildiğiniz bir masal diyarı.
Aklınızda bulunsun. Dinginlik , sakinlik , huzur , sessizlik mi arıyorsunuz ?
Göle yakın bulunan sevimli köy evlerinde konaklayabilirsiniz.
Slovenya’nın incisi olarak adlandırılan Bled Gölü buzul bir tektonik göldür.
Bled Gölü Alp Dağları’nın Jülien isimli kolunun altında bulunmaktadır.
30 m.’yi geçmeyen derinliği ile tam bir doğa harikasıdır.
Yolda giderken yeşilin her tonuna doyuyorsunuz.
Başkentten otobüs ile 1 saat kadar bir sürede ulaşabilirsiniz bu doğa harikasına.
Ara ara küçük köylerden geçiyorsunuz fotoğraf makinenizi elinizden bırakmayın.
Ben bu köy evlerine hayran kaldım , bayıldım.
Her biri özene bezene süslenmiş birer şekerden pasta kıvamında.
Gölün size sunduğu manzaralar çok keyifli kareler yakalayacağınıza dair ipuçları taşıyor.
Bazen internette önünüze harika fotoğraflar geliyor. ” Ah keşke ah ” demeye başlıyorsunuz.
İşte Bled Gölü öğle yerlerden.
Buzullar ve tektonik oluşumların karışımı ile oluşmuş göl.
Gölün üstümde ki ada ise göle ayrı bir hava katmış.
Başkent Lubliyana da ki oteliniz size tur satmak isteyecektir.
Hiç ilgilenmeyin. 12 euroya gidiş dönüş bilet ile göle çok rahat gidip gelebilirsiniz.
Hemde muhteşem manzaralar eşliğinde.
Peri masalları denir ya işte aynen öğle.
Orman ada göl derken bildiğiniz büyülenmiş gibi dolaşıyorsunuz.
Sabah saat kaçta göle varırsanız varın kürekçiler antrenmana başlamış oluyorlar.
Gölün çevresi tam 5 km. Birden gözünüz korkmasın inanın az bile. Yürümeye başlayın göreceksiniz. Tam tur atınca her yönden gölü görmüş oluyorsunuz. Fırsat varsa bisiklet kiralayın ( SAATİ 6 EURO ) .
Zaten fotoğraf çekmeye başlayınca her yer size poz veriyor gibi gelecek ve o 5 km hemencecik bitecek.
Üşenmek yok hadi yürüyün veya pedal basın.
Göl ‘de çevreye zarar vermemek için motorlu teknelerin kullanılması yasaklanmış.
Yani her yol doğaya ve onu korumaya çıkıyor.
Bisiklet kiralayıp ada etrafında turlayabilir ; sandal ile gölün kristalimsi renkteki sularında dolaşabilirsiniz.
Rivayete göre yeni evlenen damatlar adadaki kiliseye çıkan 99 merdiveni hanımları kucaklarından düşürmeden taşıyıp parkuru tamamlayabilirlerse mutlu bir evlilikleri oluyormuş.
Yani burası Bled’e balayına gelenlerin uğrak yeri.
Kilisedeki çanı çalanların ise dilekleri kabul oluyormuş.
Ancak çan çalmak 3 euro .
Çan kulesi 52 metre yüksekliğinde.
Venedik – Bled Gölü Arası : Trenle 5 saat, arabayla 3 saat
Zagreb – Bled Gölü Arası : Trenle 4 saat, arabayla 2 saat
Bu bilgiler kenarda dursun belki gerekli olur.
Buranın özelliği vede güzelliği pletna denilen tekneler ile gitmek .
Gölün etrafından hareket ediyorlar. 1 kişi 12 euro.
Adada yarım saat bekleyip tekrar kıyıya geri getiriyorlar ve yaklaşık 1,5 saat kadar sürüyor.
Pletnaların sürücüleri gondol sürücüleri gibi ayakta duruyorlar ama kürekleri iki tane .
Adaya gitmenizi tavsiye ederim .
Gölü farklı bir açıdan görmenizi sağlıyor.
Yada benim gibi sandal kiralayın kürekleri kendiniz çekin adada istediğiniz kadar kalın kahve şarap keyfi yapın ve 5 euro ödeyin.
“ İnsan, düşleri öldüğü gün ölür ”
YAŞAR KEMAL
Gölün kıyısında göl yüzeyinden 140 metre yükseklikte , sarp bir kayalığın üzerinde Bled Kalesi bulunuyor.
Fotoğraflar inanın her yerden kartpostal tadında çıkıyor.
Göl üzerinde içinde Mareşal Tito’nun yazlık sarayında bulunduğu adaya küreklere asılarak gidebilirsiniz.
Kürek çekmek deyince gözünüz korkmasın çok ama çok keyifli anlar sizi bekliyor.
Sessizlik ve güzellik el ele…
Bled’in şüphesiz en güzel oteli 100 yaşında olan ve pek çok ünlüyü ağırlamış olan Hotel Toplice ‘dir.
Göl kenarında genelde çok çok az otel var.
Beton görmüyorsunuz.
Toplice’ den başka birde göl manzaralı Villa Bled var.
Sevimli pansiyonların güzelliğini ben hiçbir şeye değişmem inanın.
Bir hatırlatma : Gölde yüzmek kesinlikle yasak.
Oldukça leziz tatlıları olan göl çevresinde ki minik kafelerde ; içinde taze sütten yapılmış kaymak olan Cream Cake’i mutlaka tadın ve kahve keyfini ihmal etmeyin.
“Minyatür Avrupa”, “Alplerin Güneşli Yüzü” ve “Avrupa’nın Yeşil Barışı”…
Bu tanımlamalar Lonely Planet rehberimizin Slovenya için kullandıklarından.
AZZZ BİLE EEE NE DURUYORSUNUZ !!!
“ Ön yargı , taassup ve dar görüşlülüğün en iyi tedavisi , seyahattir.”
Mark Twain