“ Seyahat insanın dünyasını genişletir ”
Malcom X
Viyana ; Avusturya ‘nın hem başkenti hem en büyük kenti.
Kültür ve sanat ortamı ile dünyaya ün salmış.
Estetik ve zarafet el ele iç içe.
Bu kadar düzenli ve güvenli bir kent az bulunur.
Kendi başınıza ilk defa yurt dışına çıkıyorsanız çok iyi bir başlangıç noktası diyebilirim.
Sıradan yapıları mimari açıdan kendine hayran bırakıyor.
O kadar dolu bir kenttesiniz ki ; lezzet , sanat , yeşil , muhteşem yapılar , kültür , tarih…
Bir gezgin daha ne ister ki ?
Kent ; Orta Avrupa ülkesi Avusturya’nın en yüksek nüfusa sahip başkentidir. İlk olarak Keltler tarafından keşfedilmiştir.
Viyana ; ihtişamlı mimarisi , tarihi ve kültürel etkinlikleriyle 2001 yılında UNESCE Dünya Mirası Listesi’ne dahil olmuştur.
Bir sanat sever nereye gideceğini önce hangi müzeden başlayacağını şaşırıyor .
Mozart , Beethoven , Franz Schubert gibi müzisyenler bir tarafta ; Sigmund Freud , Alfred Adler gibi psikologlar öbür tarafta ; Franz Kafka , Stefan Zweig gibi yazarların kenti keşfetmek için sizleri bekliyor.
Kıta’nın olduğu kadar dünyanın da en kıymetli operası olan Viyana Devlet Opera Binası’nda yılda ortalama 60 opera ve bale etkinliği düzenlenmekte.
Viyana ; politik, sosyal ve ekonomik, iklim, tıbbi bakım, eğitim, çevre koşulları ve altyapı koşulları gibi etmenler göz önün de bulundurularak dünyanın en yaşanabilir kenti seçilmiş.
Son 7 yıldır üst üste aynı ödülü almakta.
Viyana , %50’sinden fazlasını kaplayan doğal alanları ile dünyanın en yeşil metropollerinden biri konumunda.
Schönbrunn Sarayı, Viyana’da en turistik noktadır.
Ayrıca Avusturya’nın da en önemli kültürel merkezlerindendir.
Tüm saray ; çeşmeler parklar hayvanat bahçesi gibi pek çok yapıya ev sahipliği yapar.
Bence yolunuzu buraya bahar aylarında düşürün.
Fiyatlar makul kalabalık yok.
Yaz çok kalabalık , kış da sağlam soğuk.
Eğer estetik mimariye sahip kiliseleri görmek tarihi yapıların fotoğrafını çekmek ve yeni maceralara atılmak istiyorsanız Viyana sizin için biçilmiş kaftandır.
Hava alanından şehir merkezine taksi ile 36 euroya gelebilirsiniz.
Yem yeşil bir kenttesiniz tadını çıkarın.
Bahar ve yaz ayları nereye baksanız çiçek.
Beethoven , Mozart gibi ve daha pek çok sanatçısının buralı olması , bu şehrin ruhunda ki sanat tutkusu pek çok sanatçıya ilham vermiş gibi.
Kente gelmeden bilet alın.
İlk iş erken davranmak.
www.wiener-staatsoper.at/404/ linki not alın.
Ayakta bile izleyebilirsiniz.
Opera izlemeden dönmeyin .
Fiyatlar çok değişken ama ucundan kenarından bir bilet yakalarsınız diye düşünüyorum.
Çikolata yemeden ve almadan gelmeyin sakın.
Mozart çikolatası şahane.
Yüz yıl kadar önce Salzburg’ta yaşayan Paul Fürst , badem ezmesinin içini krema ile doldurmuş onu da sıcak çikolataya daldırmış.
Ve bu lezzet ortaya çıkmış.
İyi de daldırmış :))
Eskiden tek tek elle yapılıyormuş .
Onlarca ülkeye ihraç ediliyormuş.
Kentin her yerin de sanat var.
Sokaklarda ,meydanlarda , kafeler de klasik müzik notalarını duyuyorsunuz.
İsteseniz de istemeseniz de hücrelerinize kadar sanatla dolup taşıyorsunuz.
Hiçbir tavsiyeye öneriye ihtiyacınız yok.
Sihirli bir şehirdesiniz.
Sanat kültür tarih…
Şarap kahve müzik…
Şehrin etkileyici havasına kendinizi bırakın gerisini VİYANA düşünsün.
DÜNYANIN EN SİHİRLİ ŞEHRİNDESİNİZ TADINI ÇIKARIN HOŞ GELDİNİZ !!!
Adım atmaya başladıktan sonra büyüye bırakın kendinizi.
Her ara sokağa girin sürprizler bitmiyor çünkü her köşe başı müzisyenler tarafından tutulmuş.
Canlı müzik dinlemek çok ama çok keyifli.
Klasik müzik tutkunlarındansanız , kalbinizi fazla fazla mutlu olacağı bir şehirdesiniz.
Her yer buram buram sanat kokuyor.
Yüzyıllar öncesinin izlerini hala her yerde barındıran , klasik müziğin , operanın ve sanatın başkenti Viyana , sizi görür görmez kendine aşık edecek vurulacağınız bir etkiye sahip.
Şehrin tamamına metro ile çok rahat ve güvenli bir şekilde ulaşabilirsiniz.
Orta Avrupa ‘nın her başkentine 3 4 gün ayırmanızı öneririm.
Konaklama açısından çok zengin bir kent.
Bir kaç ufak önerim olacak.
Enziana Hotel , Mozart Hotel , Kummer Hotel.
20 euro gibi düşünün 1 gece ücretleri.
” Şunu biliniz ki hiçbir yerde düşleri parayla satın alamazsınız. Zaman ile ödeme yapmanız gerekiyor. Zaman ile belirlenir düşlerin fiyatı , hatta bazıları için hayli uzundur bu zaman ”
Ingeborg Bachmann
Aziz Stephan Katedrali :
Katedrale giriş ücretsiz.
Vitraylarının rengarenk olmasından dolayı güneş ışınları ile birleşince ortaya çıkan renk armonisini unutamıyorum.
Viyana’da yemek yemek son derece önemli bir olay.
Burada en son aklınıza gelen şey aç kalmak olsun.
Kahve ve keklerini tatmak için bir kafe tavsiyesi ; Alt Wien
En meşhur yemek schnitzel bildiğiniz gibi.
Patates salatası ile Figlmüller’de yiyin derim.
Porsiyonlar tabaktan taşıyor haberiniz olsun.
Tercihiniz hafif bir şey se eğer ; Nordsee’de deniz ürünlerinin tadın bakın.
Ya da sokakta da satılan sosisi denemenizi öneririm.
Stephenplatz’ın hemen dibinde ,Viyana’nın ünlü pastane zinciri Aida var.
Burada Apfelstrudel ve SacherTorte ile damaklara şenlik yaşatın.
Dilimi 2.9 euro.
Sacher Torte aslında Sacher otelinden adını almış , eğer burada yerseniz tatlı 4,5 euro.
Bence bu müthiş başkentten bunları yapmadan dönme ;
Opera konser etkinliği yapmadan , kafelerde elmalı pasta kahve denemeden , güneşli bir günde Schönbrunn Sarayı ’nın çimlerine yayılmadan , şinitzelden bıkana kadar yemeden , müzelerde ayaklarınız patlayana kadar gezmeden sakın ama sakın dönmeyin.
Parkları , göz kamaştıran operaları , sanat eseri pastaları ve şinitzeliyle kalbinize ruhunuza damağınıza hitap edecek muhteşem bir kent Viyana.