“Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına , ama unutma ki iyilik yapmak isteyenlerde çıkacak. Kimi insanın yüreği karanlık , kiminin ki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi !
Dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp küsme , herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama”
Serenad – Zülfü Livaneli
Benim uzaklarım arasında önemli bir yeri var Bolivya ‘nın.
Buraya Amerika ‘lılar vizesiz giremiyor.
Coco üretimi olmasın diye tüm tarlaları yakınca Amerika vize ile karşı karşıya kalmış.
Başka hiçbir ülkeden vize istemiyorlar.
2 Bayrak, 36 Etnik Grup ve 37 Resmi Dil ;
Bolivya birbirinden farklı etnik gruplardan oluşuyor.
Bunu ülkenin adından da anlamak mümkün ;
Çok uluslu Bolivya Devleti.
Nüfusun %60 Aymara ve Quechua yerlisi.
Ülkenin 36 farklı etnik grubu bulunuyor.
Her birinin dili resmen kabul edilmiştir.
Ülkenin iki bayrağının olmasının da ana nedeni bu.
Renkli karelerden oluşan mozaik şeklindeki Wiphala bayrağı ülkedeki etnik yapının çeşitliliğini simgeler.
Güney Amerika’yı İspanyol sömürüsünden kurtaran Simon Bolivar’ın anısına Bolivya (Bolivar’ın ülkesi) ismi verilmiştir.
1821′de ülke Jose de San Martin ve Simon Bolivar tarafından kurtarılır ve bağımsızlığını kazanır.
Ve medeniyetler yatağı olarak adlandırılır.
Güney Amerikalı devrimci Simon Bolivar , çeşitli dönemlerde , Bolivya , Kolombiya , Ekvator , Peru ve Venezuela’nın da başkanlığını yapmıştır.
Bolivya tarihi 190’ın üstünde darbe ve devrim yaşamıştır.
” Yalnız etrafıma kendimi oyalayan bağlarla bağlanırdım. Buradaki yalnızlık mutlak bir dimağ yalnızlığı, beni kendimle bıraktı ve ben içimi seyretmeye alıştım , kendimi artık kandıramıyorum ve hep kendi kendime soruyorum:
Beni bu dünyaya bağlayan nedir ?..”
…
Sabahattin Ali
Ernesto Che Guevara‘nın Devrim hazırlığındayken Bolivya askerlerince öldürüldüğü Güney Amerika ülkesidir.
Kişi başı $ 3.000 gelir ile dünyanın fakirleri arasındalar.
Para birimi Pesodur.
Amazon ormanlarının büyük bölümü Brezilya’da (% 60), Peru’da (% 13), Kolombiya’da (% 10) , geri kalan %17’lik kısmı Venezuella , Ekvador , Bolivya ve diğer 3 ülkededir.
Okyanusa kıyısı olmayan Bolivya , el değmemiş doğası ve naif insanlarıyla farklı bir güzel sanki.
Güney Amerika’nın en fazla turist alan noktalarından.
Tabiat severlere , karlı zirveleriyle , büyüleyici dağlarıyla dağcılara ve yürüyüş yapanlara için ayrı ayrı güzellikler sunuyor.
Bolivya ülke sınırları 19. yüzyıla kadar daha genişmiş.
Pasifik Okyanusu’ndaki toprakları 19. yüzyılın ortalarında Pasifik Savaşı sonrasında Şili’ye kaybedilmiş.
Halkın yüzde 70’i Katolik , yüzde 18’i Protestan. Halk sıklıkla kiliseye gider.
Yerel dinlerin etkisi inanışlarını çok etkilemiş.
Dua edişleri bile şaman ayinlerini hatırlatıyor.
İlk durak başkent Lapaz oluyor genelde. 3.700 mt ile ülkenin yönetim başkenti olarak dünyanın en yüksek başkenti olma unvanını taşır.
Yavaş yavaş tırmanışa geçmek en iyisi.
La Paz’ın en önemli ve dikkat çekici noktalarından biri Cadılar Çarşısı.
La Paz’ın merkezinde ki bu çarşıda satılanlar zaman zaman insanı şaşırtıyor , zaman zaman dehşete düşürüyor.
Büyücüler Çarşısı da deniyor buraya.
Mercado de Las Brujas diğer adıyla Cadılar Pazarı La Paz’da ki bir diğer değişik yerlerden.
And dağları insanlarının bereket tanrıçası olan Pachamama için birçok ayin düzenleyen yerel halk bu pazara gelip malzeme alıyorlar.
Burada her şey için iksir var.
Burada satılanlar içinde en ilginç olanı ise kurutulmuş llama fetüsü.
Bu llama fetüsünü evlerinin temellerine şans getirmesi için koyuyorlarmış.
Coğrafyası bana çok ilginç geldi.
Yollar vadilerden değil dağların tepelerinden geçiyor , dağların etrafını dolaşmak yerine üstünden atlıyor.
Buda nefis manzaralara yol açıyor.
Brezilya fıstığının ana vatanı Brezilya değil , Bolivya’dır.
Bolivya ; And Dağları’nın zirveleri ile Amazon Ormanları ve dünyanın en geniş tuz tepeleri ile doğal yaşam alanlarının arasındadır.
Çok çeşitli iklim bölgelerine sahip bu ülkeyi keşif için en ideal zaman dilimi , yağmurlu yaz yerine mayıs ve ekim ayları arasında açık havanın sürdüğü kış aylarıdır.
Burası çok yüksek bir coğrafya bir iki ufak önlem ile ben kolay atlattım bu geçiş sürecini.
İlk günler GEREKSİZ ve FAZLA HAREKET ETMEMEK ayrıca ALKOL ALMAMAK çok önemli.
Titicaca gölünün bir yanı Peru, öbür yanı Bolivya.
Göl deniz seviyesinden 3812. yükseklikte ve 8288 m2 lik genişliğinde.
Bolivya’nın sadece bu göle kıyısı var okyanusta sahili yok.
Ama Bolivya, sadece bu göl için Deniz Kuvvetleri oluşturmuş.
Bolivya’da geleneksel el ürünlerinin sergilendiği çarşı pazarlar alışveriş için çok keyifli.
Yada benim gibi sadece o ortamda bulunmak bile insanı neşelendirir mutlu eder.
Çünkü her yer rengarenk.
Yerel halk ile iç içe geçirdiğim zamanların tadı damağımda.
Dünyanın ekonomisi zayıf ya da gelişmekte olan birçok ülkesinde sokaklarında ayakkabı boyacıları görürsünüz.
La Paz sokaklarında da ayakkabı boyacıları bulunuyor.
Ama burada bazıların da maske var.
İlk anda rüzgar, soğuk ya da güneşten korunmak için takıyorlar sandım.
Ailelerine destek olmak için çalışan öğrenciler arkadaşları onları tanımasın diye bu maskeleri takıyorlarmış.
Bu öykü beni gerçekten etkiledi.
Alın teri ile çalışan bu gençler yaptıklarıyla gerçekten gurur duymalı.
Pazarda lama ve alpaka yününden her şey ama her şey var.
Alpaca yünü sıcak tuttuğundan genelde tekstilde çok kullanılmış özellikle baby alpaca çok tercih ediliyor.
Açıkcası bu yüksekliği hafif bir baş ağrısı ve baş dönmesi ile dolaştım.
Denizden yaklaşık 3650 metre yükseklikteki bu ülkeye gelen yabancılar en büyük sıkıntısı yükseklik hastalığı oluyor.
İnsan vücudu 2500 metre ya da 800 feet’ten daha yükseğe çıkınca yükseklik hastalığının belirtilerini göstermeye başlayabiliyor.
Yükseklik hastalığı deyip geçmeyin ölümle sonlanabilir.
Bu fotoğraf için otobüsten indim hava bana oldukça soğuk geldi.
Tezgahı köylüler kurmuş yanlarında bir çocuk birde kuzu vardı.
Alışveriş tam gaz devam ediyor bu yükseklikte bile.
Yani hayat devam ediyor.
Fotoğrafçılara ufak bir uyarım var ; aymara yerlileri fotoğraf çekilirken ruhlarının bedenlerinden uzaklaştığına inandıkları için portre fotoğrafı çekmek oldukça zor.
Halk bu durumdan pek hoşnut değil.
Uzun lafın kısası poz vermiyorlar ısrarcı olunca da sinirleniyorlar.
Eski geleneklere göre ruhun şifa bulması konusunda uzman olan şifacılar dükkanlarda gelenlere şifa dağıtıyor.
Kart ve coco yaprağı okuma gibi yöntemlerle gelecek tahmininde bulunuyorlar.
Bizim kahve falı oralarda böyle tezahür ediyor.
La Paz kentinden 10 kilometre uzaklıktaki Valle de la Luna tuhaf yer şekilleri , kayalarındaki farklı renkleri ile ilginç bölge.
Bu nedenle Ay Vadisi adı verilmiş.
Aslında gezilebilecek alanlar ufak ama sizi büyülemeye alıp başka diyarlara götürmeye yeter.
Kapadokya benzeri ve sizi çok şaşırtacak.
Ben pek alışveriş etmiyorum biliyorsunuz.
Ama burada girişte şirin bir dükkan var.
2 adet bere aldım şiddetle tavsiye ederim hemde baby alpaca yününden.
Kadınlar sosyal hayatın hep içinde.
Erkekler çok ortada yok.
Ailede, iş hayatında kadının yeri hep öndeymiş.
Bolivya kadını ,akıllı , iş bitirici anlayacağınız.
Sokaklarda, pazarlarda ve dükkanlarda hep kadın.
Bolivya’da evler çok mat renklerde ama insanlar , sokaklar çok renkli.
Hemen hemen tüm kadınların başında, tepelerine oturmuş şekilde , düştü düşecek gibi duran melon şapkaları var.
Şapkaların fiyatı 15 ile 500 USD arasında değişiyor.
Bir de kalın kalın , kalçalarına kadar uzamış örgü saçları.
Bu şapka kültürü ispanyollardan mirasmış.
İstila esnasında İspanyol kadınları şapka takarmış.
Daha sonra özgür kalan Bolivyalı kadınları da, bu şapkaları kafalarına takmışlar.
Şapka takmanın da bir manası var.
Kadın şapkayı tam tepesine oturtmuşsa ; “ evliyim ” bulaşmayacaksın demek.
Eğer kadın şapkayı kafaya , hafif yandan oturtmuşsa ; “ evlenmeye adayım ” diyor.
Bu arada ; Bolivya , Endonezya ve Guatemala’daki kadınların ortalama boyları 147 santimetreden kısadır.
BOLİVYA KEŞFEDİLMEYİ BEKLİYOR…
İçtenlikle kaleme alınmış, keyifli bir seyahatname… Şapkanın kadınlar tarafından da neden kullanıldığını anlamış olduk :))