” Nasıl ki okyanusun kademe kademe bir sahanlığı , kademe kademe artan derinliği , kademe kademe eğimi varsa ve ancak kıyıdan yeterince açıldıktan sonra aniden çok derinleşiyorsa , bu öğretinin ve kurallarının da aynı şekilde kademeli bir eğitimi , kademeli bir icrası , kademeli bir ilerlemesi vardır ve bilgeliğe girebilmek ancak uzunca bir çabadan sonra mümkündür ”
Budha
Düşler ve hayaller ‘ uzaklar ‘ üzerine kurulu olunca mesafe fark etmiyor insan atlayıp atlayıp gitmek istiyor…
Düş tapınaklarım mavi kürede beni bekliyor…aynı Hong Kong ‘ un beklediği gibi…
ve Hong Kong tıpkı beklediğim gibi..
Nerden başlayacağımı bilemiyorum.
Uçak ve konaklama uygun olunca 11 gün kaldım bu ülkede.
Dünyanın her yerinden yemekleri olan bir mutfak , egzotik kent , ışık ormanı , feng shui harikası gökdelenler, finans üssü , bankacılık merkezi…
Uzun kalınca böyle uzun cümleler yazılıyor…
Asya’nın kalbinde bulunuyor ama sahip olduğu İngiliz şehir havası sizi yol boyunca kendinizi Avrupa da hissetmenizi sağlayabilir.
Hong Kong tam bir Asya ve Avrupa’nın karışımı şeklinde duruyor.
Özellikle mutfak apayrı bir konu.
Her yemek yediğinizde kendinizi Paris yada Barselona’da zannediyorsunuz.
Beraber yaşama sanatı ve şehir kültürü konusunda ders alınması gerekir.
1.092km² lik bir alanda yaşayan 7.5 milyon insan.
Milyonlarca turist.
Gerçekten nereden başlayacağınızı şaşırıyorsunuz…
Hong Kong yıllarca İngiltere sömürgesi olmuş. 1997 ‘den itibaren Çin Halk Cumhuriyeti’ ne bağlı bir özerk bölge olarak varlığını sürdürüyor.
Özerk bölge olmasının faydası ise para biriminin kendi parası olması.
Bu nedenle Hong Kong doları kullanılıyor.
Hong Kong ; Kowloon , New Territories , Lantau başta olmak üzere 235 irili ufaklı adadan oluşmuş.
” Eğer Hong Kong ‘da birkaç saatin , birkaç günün tadını çıkaramıyorsanız , sizin için hiç umut yok demektir ” demiş Anthony Bourdain…
Doğru söz değil de ne !!!
Bir labirentin içine girdim sanki.
Her yer gökdelen.
Metroya bin metrodan in kendini alışveriş merkezinde bul.
Hong Kong sahip olduğu bütün özelliklerin yanında ; Türkler için vizesiz gezi ve vergisiz alışveriş imkanı ile her zaman Asya’da bulunan güzel bir yol seçeneği.
Kanton Lehçesine göre “ Itırlı Liman ” anlamına geliyor Hong Kong.
Gökdelenler kentinde gece olunca limanda ışık gösterisi başlıyor.
Bu binalar Manhattan’ı aratmıyor. “ Işıkların Senfonisi ” Guiness Rekorlar Kitabına bile girmiş.
Bu senfoniyi en iyi Kowloon adası sahilindeki Saat Kulesi önündeki platformdan ya da özel turistik teknelerden izleyebilirsiniz.
Işıl ışıl gökdelenler giyinip süslenmiş gece için hazırlanmış.
Dünyanın en büyük limanlarından birisine sahip. Konum olarak Singapur , Malezya gibi Asya’nın pek çok turistik noktasına yakın.
Asya taraflarına seyahat etmenin en büyük sıkıntısı mevsim.
Hangi dönem gideceğinizi tam seçemiyorsunuz ve tam hazırlık yapamıyorsunuz.
40 derece civarıydı ben oradayken hava ama nem nedeniyle 55 gibi hissettim.
Ciddi bunaltıcı bir hava hakim.
Ağustos sonu gittim bu dönemlere dikkat edin.
Ne olur ne olmaz diyin yanınıza bir yağmurluk alın.
Havaalanından şehir merkezine ; Airport Express ile sabah 6 ‘ dan gece gece 1’e kadar kullanabilirsiniz.
24 dakika da merkeze ulaştırıyor.
Otobüsü tercih ederseniz daha uygun fiyatlı bir ulaşım olarak düşünebilirsiniz.
Fiyatlar gideceğiniz mesafeye göre değişiyor.
Ülkedeki her mekanda , klimalar sonuna kadar sürekli çalışır.
Öyle bir çalışıyor ki siz üşüyorsunuz ama klimalar hiç kapanmıyor.
Lütfen hazırlıklı gidin. Dışarısı yapış yapış içerisi buzzzz unutmayın…
Güvenlik açısından kafanızda soru işareti olmasın.
Hong Kong , dünyanın pek çok yerinden daha güvenli.
Gece gündüz tek başınıza rahat rahat dolaşabilirsiniz.
Herhangi bir problem ile karşılaşmazsınız.
Galiba buranın en büyük özelliği bu denli güvenilir bir yer olması.
Dünyanın en nüfusu yoğun bölgesi Kowloon’dur.
Hong Kong fotoğraflarında gördüğümüz meşhur gökdelen tarlası olarak karşımıza çıkan Hong Kong Adası , daha sakin bir yer olan Lantau Adası ve New Territorries bölgeleri önemli noktalardır.
VİCTORİA TEPESİ ; bu tepeye teleferik ile çıktım tam karşımda HONG KONG…
Meşhur gökdelen ve plaza tarlası karşımda.
Gece ışık gösterisi ile şenlik havasına bürünüyor.
1888 yılından beri aynı tramvay ile inip çıkılıyor.
Her katta ayrı bir teras var hepsinden manzara başka…
Peak Tram turistik önemi sebebi ile müthiş kalabalık.
Ve bazı günler de ise tramvay bileti almak için de saatlerce kuyrukta zaman kaybedebilirsiniz.
O zaman tepeye çıkışınızı Hong Kong metro istasyonunun D çıkışından çıkın , otobüs durağından 15 no. lu otobüse ile yapın.
Yani otobüs ile çıkın.
Kıvrıla kıvrıla tırmanın.
Virajlar çok heyecanlı.
Akşam üstü hafif de olsa sis varsa daha da muhteşem oluyor.
Bu şekilde çıkış ücreti kişi başı tek yön HK $10 oluyor.
Tepeden dönüşte tramvayı tercih edin zaten çok da kalabalık değil.
Tramvay tecrübesini de yaşamış olursunuz.
“Eğer dünya hakkında birazcık bir şey anlamak istiyorsak hınçtan ve nefretten arınmamız gerekir.”
Jean Genet
Genelde binaların 50 şer kat gecekondu denilen binaların 20 şer kattan oluştuğunu düşünün.
Şüphesiz en popüler turizm noktalarından biri.
Vize ile uğraşma derdi yok.
Kentte vergi uygulaması yok. Alışveriş çok çok uygun. Ben fazla alışveriş etmediğim için size örnekleme yapamayacağım maalesef…
Ama tüm alışveriş merkezleri ana baba günü.
Büyük gökdelenler , senelerdir kullanılan su altı tünelleri , otantik doğası ve İngiliz havası ile Hong Kong’un en azından insan ömründe en az bir kere görülmesi gerekli bir yer olduğuna İNANIYORUM.
Hong Kong mutfağının en dikkat çeken yemeği Dim Sum. Türk mantısına çok benziyor.
Mantımızdan farkı ise deniz mahsulleri ve çeşitli sebzelerden yapılıyor olması.
Özel bambu sepetlerde servis yapılıyor. Ufak ufak sipariş verebilirsiniz böylece bir kerede farklı çeşit denemiş olursunuz.
Özellikle kahvaltı ve öğle yemeklerinde tercih ediliyor.
Temple Sokağı Akşam Pazarı ‘nı görmeden sakın ülkeden ayrılmayın.
Kowloon Bölgesi’nin ana caddelerinden olan Nathan Yolu ile Jordan Yolu’nun kesiştiği çok merkezi bir konumda bulunuyor.
Sokak lezzeti sevmeseniz de görün burayı.
Kokuları , tatları , müthiş görüntüleri ile size çok farklı bir akşam yaşatacak.
Kızarmış sarımsak kaşıklamadan Hong Kong ‘u gördüm demeyin.
Motorino isimli pizzacıyı da kenara not alın isterseniz.
Hızlıca yiyip kalkmak durumunda olduğunuzda tercih edebilirsiniz.
Soho bölgesinde 14 Shelley Street ‘de.
Noodle sevenler için de bu mekanı öneririm…
Şehirde yaklaşık 11,000 lokanta olduğu söyleniyor. Orada yaşayan büyük yabancı nüfus yemeğe düşkün.
Michelin’in , bu denli geniş kapsamlı, kaliteli ve zengin lokanta manzarasına sahip bir ülke için rehber çıkarması çok normal.
Bir gezgin için en rahat konu ulaşım. Şehirdeki görülecek yerler fazla uzak değil birbirine yakın. Metro da çok gelişmiş.
Ulaşım konusu gerçekten çok rahat.
Özellikle taksi hemen hemen bedava.
OCEAN PARK ; Güney Asya’nın ve dünyanın en büyük deniz parklarından biri. Çok keyifli zaman geçirdim.
Hele pandaları görmek beni çok sevindirdi.
Dünyanın en iyi 10 tema parkından biri.
Herkes burda herkes büyük küçük. Okyanusun hemen dibinde inanılmaz manzaralar eşliğinde heyecanlı bir eğlence parkı.
İnsanı adrenalin dolu rengarenk bambaşka bir dünyaya götürüyor.
Ulaşım ve Ücret : 629 no.lu otobüs ile kolayca ulaşabilirsiniz. Girişler kişi başı HK $385 çocuk HK $193
Unutmayın bilet tek gün geçerli.
DÜNYANIN EN BÜYÜK AÇIK HAVA BUDA HEYKELİ BURADA…
Buda ‘ya ulaşabilmek kolay değil çünkü ilk iş erkenden kalkıp teleferik kuyruğuna girmek.
30 dakika sürüyor teleferik macerası.
Yükseklik korkunuz yoksa mutlaka deneyin derim.
“Big Buddha” olarak bilinen , 34 metre uzunluğundaki heykel dünyadaki en büyük oturan Buda heykeli.
1993 ‘de inşa edilmiş. O zamandan bugüne hem kutsal bir mekan hem de turistlerin favori yeri olarak zamanla artan bir popülerlik kazanmış.
Yaklaşık 270 basamağı tırmanırsanız Buda’nın el ve yüzü gibi sanatçılık detaylarını gözlerinizle görebilirsiniz.
Bu bölümlerin her biri farklı farklı sembolik anlamlar taşımakta.
Mesela ilk Buda denince benim aklıma gelen merhamet etmek.
Her birini tek tek görebilirsiniz.
Eğer Uzak Doğu’yu yaşamak istiyorsanız burası yanlış bir yer. Ünlü mimarların gökdelenlerini, en zenginleri ve en fakirleri , modern barları , elektronik dünyasını görmek istiyorsanız , bir süreliğine bu taraflarda olabilirsiniz.
İYİ YOLCULUKLAR…
8 yıl olmuş bu büyüleyici ülkeye gideli..oradan Çin e geçmiştim…Hong Kong pek iz bırakmamıştı bende çünkü çin aklımın bir kösedindeydi ve bir an önce oraya gitmek istiyordum..tek hatıram THY 1A yolcusu olmamdı…yazınızı okuyunca hakkını yemişim dedim kendi kendime..2 güncük yetmemiş bana..???binaların görkemı ve tepeyi hatırlattız..güzel olmuş elinize saglik
cok cok tesekkur ederım… Çın ‘de benim listemde :))