” Bu yüzyılda yeni bir ihtiyaç doğmuştur : Doğayı insana karşı korumak. ”
Peter F. Drucker
Dar ara sokaklar ile çevrili romantik kent yılda üç milyon civarında ziyaretçi ağırlıyor. Brugge romantik atmosferi ile ve leziz çikolatası ile sizlerin hemen kalbini kazanacak garanti ediyorum… Hele birde benim gibi bisiklet kolik iseniz değmeyin keyfinize.
Brugge da olduğunuz zaman boyunca patates kızartması ile yatacak çikolata ile kalkacaksınız. Tekne gezileri fayton ile tur atmaca bisiklet keyfi derken bir bakmışsınız gün bitmiş.
ROMANTİK KÜÇÜK SEVİMLİ
Buram buram çikolata ve waffle kokuları geliyor her yerden.
Çikolata müzesi olduğunu da bilin giriş 8 euro.
” Gezmek , bir zamanlar insan ve evren arasında var olan uyumu tekrar kurar ”
Anatole France
Kenti gezerken , bir Orta Çağ filmi içinde kalıyorsunuz sanki.
Çizgi hiç bozulmamış Nasıl korumuşlar şaştım kaldım.
Mimari günümüze kadar nasıl gelmiş çok etkileyici çok.
Ortaçağ şehri 2000 yılında Unesco Dünya Miras listesine dahil edilmiştir. Ortaçağ mimarisi ile en ünlü şehirdir.
Kanallar , binalar , ara sokaklar size orta çağı iliklerinize kadar hissettirecek.
12.yüzyıldan kalma bir mimari tertemiz kanalları çiçek pazarlarıyla çok çok romantik bir kent.
Son dönemde ise balayı çiftleri tarafından istila edilmiş durumda.
Ufak bir ülkenin ufak bir şehri diyebilirsiniz belki ama kesinlikle kendi ruhunu farklı atmosferini hissettiren bir yer.
2. dünya savaşında zarar görmeden korunmuş günümüze kadar gelmiş.
Yaşanmışlık kokan aynen korunan binalar nefis nefis nefis.
“Ne büyük mutluluktur ki dünyamız hala on binlerce çiçekli bir kültür bahçesidir. Her kültürün bir rengi , bir kokusu vardır.”
Yaşar Kemal
Brüksel ‘den 1 saat uzaklık da olan bu sevimli şehir kesinlikle atlanmaması gereken bir yer… helede buralara kadar gelmişken.
Merkezden tur alabilirsiniz ama bence yürüyerek keşif en güzeli tur almayın hem paranız cebinizde kalır.
Tren ile 1 saat 15 dakika sürüyor ve fiyat 13.50 euro civarı.
Brüksel ‘in merkezinde ki Merkez İstasyondan tren biletinizi alabilirsiniz.
Brugge’de çikolatalardan sonra alınabilecek en güzel hediyelerden biri : dantel ve goblenler.
Ama benim gibi sırt çantalı iseniz inanın gerek yok. Tabi özel bir zevkiniz varsa onu bilemem. Ben çantamda ki son noktaya kadar cevizli çikolataya yer ayırdım.
Taşıdığıma değsin diyede el yapımı olanları tercih ettim.
BİSİKLET HER YERDE…
Belfry çan kulesine mutlaka çıkın derim. Her saatte farklı bir melodi çalıyor. Tam 47 adet çan var.
83 metre uzunluğunda. Kenti tepeden izleyin. Giriş ücreti 10 euro. 366 adet merdiven tırmanıyorsunuz.
Açılış Kapanış saatleri: 09.30 – 18.00
Ayrıca Brugge’da bulunan pek çok bira fabrikasından dilediğinizi seçip gezebilir ve bira yapımını öğrenebilirsiniz.
Midye tava da yine Brugge’da ünlü olan yiyeceklerden bir diğeri…
Bu arada aklınızda olsun ; Markt Meydanında Bira Müzesi var. Eski postane binası , bugün Brugge’ün bira tarihinin anlatıldığı yer.
Giriş Ücreti ise 15 Euro.
Açılış Kapanış saatleri : 10.00 – 18.30
‘ Köprüler ’ anlamına gelen Brugge ; su kanallarının üstüne kurulmuş bir yer.
Bu kanallar kente çok değişik bir atmosfer katmış. Suyun insana huzur verdiği yerlerden.
Atmosfer huzur veriyor. Hiç polis olmamasından dolayı göze çok güzel gelen kentlerden.
Sessizlik sakinlik ve dinginlik.
Bence 45 dakika süren ve tekneler ilen yapılan kanal turunu da alın. 8 euro gibi bir ücreti var.
Kemerli eski köprüler kanalları öğle güzel süslemiş ki görsel olarak büyük zenginlik katmış. ‘ Canot ’ adı verilen ufak teknelerle , üzerinde kuğuların da dolaştığı kanallar arasında masal gibi bir yolculuk yapıyorum.
Akşam ışıkları ile beraber binaların köprülerin suya yansımaları görülmeye değer.
Görüntüler eşsiz desem. Bu küçümen şehir inanın 2 günü hak ediyor.
Flaman – Gotik tarzda yapılmış üçgen ve renk renk evler ile çevrili Grand Place buranın en önemli meydanı.
Yiyecek içecek pazarı olarak anılan meydan ,cafe ve birahanenin olması nedeni ile turistlerin en gözde yerlerinden.
Kahve sevenlerden iseniz ; Li O Lait Cafe de küçük bir mola verebilirsiniz.
Sevimli ara yollardan yürürken kendimi Notre Dame kilisesinin önünde bulunuyorum. 13. yüzyılda kurulan bu kilisenin içinde birde şapel var.
Michelangelo tarafından yapılan ‘ Meryem ve Çocuk ’ heykeli ise bir gurur abidesi.
“ Penceredeki güvercinleri nasıl seviyorsan insanları da öyle sev…”
Metin HARA
Kanallar üzerindeki gün batımına şahit olmak , şiir tadında bir yolculuğa çıkmak , mütevazi insanlar ile göz göze gelmek , aşka inancınızı güçlendirmek için buraya yolunuzu mutlaka düşürün.
Minniewater (aşk gölü ) yolunuzu bu tarafa düşürün bol bol vakit geçirin.
Kentin hem simgesi hem doğası ile sizin aklınızı başınızdan alacak güzellikte.