” Yaşanılanlar görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk bu dünyanın şahidi olmaktı ”
İhsan Oktay Anar Puslu Kıtalar Atlası
Belki okurken bana kızacaksınız ama ben diyorum ki ; İtalya’nın her kenti için birer hafta ayırın ayaklarınız patlayana kadar doya doya gezin.
İzin sürelerinin az olması görmek istenen yerlerin çok olması bu süreci zora sokuyor farkındayım.
En azından ikişer hafta sonu bile kaçabilsek tarihi dokuyu sanatı estetiği algılamak açısından iyi olabilir düşüncesindeyim.
Hem Roma ya aşık olamamak hem Roma da aşık olmamak ne mümkün..
Tam 3,000 yıllık bir kent…
Ben bir kaç kez görme şansına erişenlerdenim bu tarih ve aşk kokan şehri.
Öğle bir yazı yazıyım ki istiyorum ilk fırsatta uçağa binin gidin.
Yada bu kelimeleri uçan halı yapalım atlayın gidin.
Dile kolay ROMA = AMOR
İlk adım başkent ROMA.
Dünyanın en büyük metropollerinden.
İstanbul’umuz gibi 7 tepeli.
Günümüz Roma’sı , her köşede geçmişin parçalarını barındıran, oldukça eğlenceli bir kent.
Dünyadaki bazı kentler diğerlerinden ayrılır.
Bazıları imparatorluklara başkentlik yaptıklarından dolayı havası ile diğerlerinden farklıdır.
Roma onlardan.
Aynı İstanbul’umuz gibi.
Romanın farklı bir yaşam enerjisi farklı bir atmosferi var…
Büyüsünü ve gizemini yüzyıllardır korumuş tarihi ve müthiş bir şehir.
YOL AÇIK YOLA ÇIK…
Efsanelere dayalı bir tarihi var.
Roma hakkında yazılan hemen hemen bütün yazılarda olduğu gibi , yaygın bir efsaneye göre Roma’yı Romulus kurmuştur.
Sanırım hakkında yazılacak söylenecek her şey fazlası ile yapılmıştır.
Sanat tarih din iç içe geçmiş mükemmel bir kent.
Roma’yı keşfetmenin en iyi yolu pek çok şehirde olduğu gibi yürümek yürümek yürümek.
Tarihi eserlerin hepsi birbirine çok yakın.
Zaten her şey bir arada bu şehirde.
İlk özür dileyen en cesurdur,
İlk affeden en güçlü,
İlk unutan en mutlu…
Osho
Tiber nehrinin iki yakasına kurulmuş bu yedi tepeli şehir DÜNYANIN BAŞKENTİ ünvanına layık görülmüş.
Tarihe yolculuk yapmak için ideal bir şehir.
Görülmesi gereken yerler birbirine çok yakın her adımda karşınıza muhteşem bir eser çıkıyor…
Şehri doyasıya yaşayabilmek için ; hem gece hem gündüz en ufak müzelere kiliselere kafelere girin çıkın…
Kıyıda köşede kalmış kafeleri keşfedin.
Kahve tremisu kaçamakları yapın lezzet müthiş.
Hediyelik eşya konusunda fazla uygun değil gibi rakamlar ama anahtarlık ve magnet almayı ihmal etmedim.
Ben pek alışveriş yapmıyorum sırt çantalı gezgin olarak.
Hem bütçem uygun değil hem yerim yok.
Şehir içi ulaşımda trafik sorunları bizim gibi ciddi düzeyde.
San Lorenzo ve Trastevere semtleri uygun fiyatlı Roma stili yemekleriyle ünlü.
Roma kültürü her şeyin karışımı sanki.
Müzik tarih yemek sanat spor hepsi Roma kültürünün birer parçası.
Fontana di trevi ile başlayabilirsiniz bence gezinize. Bir tek Türkler Aşk Çeşmesi adını vermiş.
Bozuk paraları hazırlayın dilek tutmak için hem bir daha Roma’ya gelebilmek için…
Roma’ya tekrar tekrar gelebilmek için ; sırtını çeşmeye dön sağ elinle sol omuzunun üstünden çeşmeye paranı at.
Eğer bunu yaparsan dileğin gerçekleşir ve Roma’ya yine gelirsin.
Ben sağlık sevgi ve seyahat diledim.
Siz içinizden ne geliyorsa onun için dilek tutun ve atın parayı.
Tatlı Hayat , Roma Tatili , Çeşme’de Üç Para , İtalya’da Aşk filmlerinde Çeşme’ye bozuk para atıp dilek dilemişler.
Daha sonra Panteon geliyor zaten yol üstü.
Mimaride kafesleme tekniği kullanılmış.
Pagan döneminde inşa edilmiş sonra katolik kilisesine dönüşmüş.
Meydanda bir soluklanın ve cappuccino için bu eseri birazda karşıdan izleyin giriş ücretsiz.
Favori meydanım Piazza Navona !!!!
Her yolu mümkünse buraya çıkarın ve dondurma yiyin doya doya sokak çalgıcılarını dinleyin ressamları izleyin hayallere dalın gezin gezin gezin.
Buradan İspanyol Merdivenlerine geçin çok canlı ve hareketli bir yer.
135 basamak tırmanın ve İspanyol Merdivenlerine varın ; tatlı mı tatlı bir yorgunluk var ama değer.
Merdivenleri öğle güzel süslemişler ki ; pembe açelyalar ve onlara eşlik eden kelebekler size yorgunluğu unutturacak.
Merdivenler de ki çiftler AŞK kentinde olduğunuzu size bir kere daha hatırlatacak.
En tepeye kadar çıkın üşenmeyin sakın.
Tepedeki kiliseye kadar çıkın.
Bir nefes alın vee işte Roma.
Tüm görkemi ve ihtişamı ile imparatorluk başkenti.
Roma’nın en fazla hırsızlık yapılan yeri aman dikkat.
Merdivenlere oturun bol bol fotoğraf çekin.
En yukarı çıkın panoramik manzara sizi bekliyor.
Sonra Forum ve Collesium yarım günden fazla zaman ayırın kuyruğa erkenden girin gladyatörler ile fotoğraf çekilin.
1 foto 5 euro . Collesium için giriş 5 Euro. 09:00 – 17:00 arası açıktır.
Ve tabiki VATİKAN katolik dininin merkezi…
Devlet içinde devlet ; kuyruğu görüp pes etmeyin sonuna kadar bekleyin.
Tam 1 gün ayırın ….
Dünyanın en küçük bağımsız ülkesi.
Michelengo ‘ nun pek çok eseri içer de sizi bekliyor.
Melekler kalesi melekler kulesı ; Vatikan meydanından Tiber nehrine doğru yol alırsanız, solunuzda kalan köprü melekler köprüsüdür.
Bu köprünün diğer tarafında yükselen devasa kale ise melekler kalesidir.
Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem sultan 4,5 yıl bu kalede hapsedilmiştir…
Benim için Roma da ki en etkileyici duraklardan biri Yahudi Müzesi oldu diyebilirim.
Tiber Nehri kıyısında ,Yahudilerin yaşadığı bölge ” getto ” adıyla anılır.
Getto’da bir sinagog ve Yahudi Müzesi bulunuyor.
Müzede giydikleri kıyafetlerden yasadıkları daracık sokaklara kadar her şeyi görebilirsiniz. Roma İmparatorluğu döneminde yasayan Yahudiler 16. yüzyılda Papa IV. Paulus’un emriyle çevresi yüksek duvarlarla örülü bölgede yaşamak zorunda bırakıldılar (((
O dönemde gece dışarı çıkmaları bile yasaklanmıştı.
Alman işgalinde buradaki pek çok Yahudi Almanya’daki toplama kamplarına götürüldü.
Bugün de Yahudilerin büyük bir kısmı burada yaşamaktadır. 2001 de açılan müze mimari açıdan da çok önemli.
Binaya kuş bakışı bakarsanız zikzakları görebilirsiniz.
Yahudi yaşamı için görülmeye değer bir müze.
Haritaymış , tabelalarmış boşverin siz her şeyi. Yürüyün , kaybolun , keşfedin kendi gözlerinizle , kendi adımlarınızla.
Makarna için özel mekan tavsiyelerim olacak ; Pastaficio , Da Enzo , All’Oro , Farine gibi…
Roma yollarında neden vespa kullandıklarını bu sokaklarda yürüyünce anlıyorsunuz.
O kadar dar ki görmeniz gerek.
Roma da asla aç kalmazsanız her bütçeye uygun yer var.
İlk yemek kitabının Romalı bır aşçıya ait olduğu söylentisi kesinlikle doğru !!!!
Her yerde ağzınıza layık ziyafet çekin korkmayın şarap için hesap sizi ürkütmesin.
Sokak aralarında ki piti kareli örtülü masalarda oturun makarna şarap keyfi yapın ve üstüne muhakkak kahve için.
Dondurmalar her yerde çok leziz ama panteonun yakınlarında ki dondurmacıyı özellikle tavsiye ederim.
Pizza önerilerim ; Pizzeria Bafetto , La Gatta Mangiona , Forno Compo de’Fiori …
Bir arkadaşım dedi ki : ” Romalılar Antik Roma döneminden beri şarap ve güzel sohbetin eşlik ettiği keyifli masalara bayılırlar ” gerçekten çok haklı. Yemek yerken o kadar vakit geçiriyorlar ki şaşarsınız.
Sanki bir tören…
Sant’Eustachio il Caffe ‘de ayak üstü kahve içmeden dönmeyin sakın. Faro Luminari del Caffe diğer kahve mekanım. Bu arada kahve ile ilgili mekan önerim çok sinirlenmeyin lütfen. Antico Caffé Greco , La Casa Del Caffé Tazza D’oro , Ciampini listenizde olsun derim.
Roma , ağız tadına düşkün olanlar için tam bir gurme cenneti…
AĞIZDA TAT BIRAKACAK NE VARSA ROMA DA FAZLA FAZLA VAR !!!
Her yol Roma’ya cikar mi ? cikarrrr;)))
Roma’da ıspanyol merdivenlerinde otururken cep telefonumu dusurmusum. 10 dakika sonra döndüğümde aynı yerde sürüyordu. Büyük şans. 🙂