“ Gittiğin yerlerden sadece yeni hatıralar al ve sadece ayak izlerini bırak ”
Chief Seattle
Masal dünyasından çıkmış gibi görünen sevimli evleri , kentin şehrin içinden akan nehrin üzerinde ki uafacık tefecik köprüleri , mis gibi havası , sıcacık suları , yüzünüzde sebepsiz bir tebessüm oluşturacak şirin mi şirin kent….
Prag’ a kadar gelip bu şehri görmezseniz çoook yazık edersiniz.
Ortalama 1,5 saat mesafede. Burası bir kaplıca şehri. Aslında hem şehir hem kasaba diyebiliriz.
Prag ‘ın en ünlü kasabalarından biridir. Bohemya bölgesinde bulunur. Şehrin anlamı da Kral’ ın Banyosu demek.
Sağlık merkezi konumunda. Yol boyunca gördüğümüz enfes manzaralar ve ufak kasabalar inanılmazdı.
Gerçekten çok keyifli bir yol 2 saat nasıl geçti anlamıyorsunuz.
Yol boyu biranın ham maddesi olan şerbetçi otu tarlaları size eşlik ediyor.
Kent adını adını dünyaya “ Avrupa’daki en büyük içmeler şehri ” olarak duyurmuş.
Tarih boyunca çok çeşitli isimlere ev sahipliği yapmıştır.
Hitler , Mozart , Beethoven , Tolstoy…
Prag da kaldığınız otelden alacağınız bir tur ile buraya rahat ulaşabilirsiniz. (öğle yemeği dahil 60 euro)
Yada tren ve otobüs yoluyla biraz daha uygun bir rakama ulaşabilirsiniz. (metro terminalinden 24 saat geçerli bir bilet 4 euro)
Hem kendiniz keşif yaptığınız için daha keyifli eğlenceli ve neşeli geçer inanın bana.
Harika mimari pasta evler müthiş doğa sizleri bekliyor.
İnsana huzur veren bir mimari var burada.
İki vadi arası ormanlarla çevrili bir şehir.
Mimari o kadar zarif ki bu özelliği ile şehir görülmesi gerekenler listesinde üst sıralara taşınıyor.
Yem yeşil hemde her tonu var.
Açık havada bile sigara içmek yasak olduğu için havası miss gibi.
Tertemiz havası ile insanı ayrıca büyüleyen bir yer burası.
Kuş sesleri eşliğinde gezdim burayı.
Doğa her yönüyle çok güzel.
Karlovy Vary’nin tam ortasında Grand Hotel bulunur.
1781 yılında yapılan ilk 5 yıldızlı otel. 2006 da Casino Royal filminin bazı sahneleri bu otelde çekilmiş.
Otelin içinde yer alan kafede Atatürk kahvesini içermiş.
Otel bugünde bölgenin en pahalı ve lüks oteli unvanını koruyor.
Bir kahve için soluklanabilirsiniz.
Atatürk’ ün kaldığı otel 20.yüzyılda tadilattan geçmiş odası orjinal değil simgesel.
37 yaşında bir general olarak gelen ‘’ Kemal Paşa ’’ yorgun ve hasta.Atamız tam bir ay burada kalıyor.
Burada günlükler tutar. Almanca ve Fransızca dersler almaya devam eder. Günlüğüne Fransızca 2 gün yazı yazar.
Balzac okur boş vakitlerinde. Anılarından anlıyoruz ki atamız burada çok güzel günler geçirmiş. Çekler çok güzel ve şık bir plaka ile evin önemini belirtmişler.
Bende kapının önünde fotoğraf çekmeyi ihmal etmiyorum…(M.Kemal Atatürk’ün Karlsbad Anıları-Prof.Dr.Afet İnan-Cumhuriyet kitapları)
Ortasından ufak bir nehir geçiyor. Nehrin adı Tepla. Anlamı sıcak. Kaplıcada buradan geliyor.
12 adet sıcak su kaynağı bulunuyor. Küçük küçük köprülerle birbirine bağlanmış iki nehrin yakası.
Ama köprüler gerçekten ufacık tefecik. 10 15 adımda geçebiliyorsunuz yolun öbür tarafına.
Bugünkü görünüm tamamen 19.yüzyıla dayanmaktadır.
“ Eski püskü bavullarımız gene kaldırıma yığılmıştı; daha gidecek çok yol vardı önümüzde. ama önemli değildi , çünkü yol hayattır ”
JACK KEROUAC – YOLDA
Bu ufak kenti gezebilmek için her hangi bir rotaya gerek yok.
Tepla Nehri’nin kıyısında dolaşmak yeterli. Nehir kenarında ki 150 yıllık geçmişe sahip ve kartpostal tadında ki mimari değeri olan binaları görün ve bol bol fotoğrafını çekin.
Nehrin kıyısından devam edince karşınıza çıkan parkı çok seveceksiniz.
Bazen içimden , küçük bir anı alıp karşılığında bütün hayatımı veresim gelir…
Nikos Kazancakis / Zorba
Şehirde bir efsane dolaşıyor : Kral bir geyik vurmuş yaralanan geyik buraya geliyor şifalı sulardan içiyor ve kısa zamanda iyileşiyor.
Kralda buraya yazlık saray kuruyor.
Sonra kralın adı veriliyor köşkler yaptırılıyor.
12 tane termal kaynak var şehirde.
5,000 nüfusu ile yılda 7 milyon turist ağırlayan Karlovy Vary’de ayrıca kentin ismini taşıyan ve her temmuz ayında düzenlenen uluslararası film festivali var.
Ferzan Özpetek’in yönetiği Karşı Pencere Doğu Avrupa’nın Cannes’ı olarak adlandırılan Karlovy Vary Film Festivali’nde 2003’te en iyi film en iyi yönetmen ve en iyi kadın oyuncu dallarında üç ödüle birden layık görüldü.
Hava hep serin yanınıza uzun kollu bir şeyler alın. Cam üretimi var ama ben almadım kırılma ihtimaline karşı.
Tren garı şehir merkezinden epey uzakta. Bence trenle gelecekseniz yol süresini hesaplayın derim.
Ucuz market isimleri ; Albert, Tesco ve Penny aklınızda olsun.
Kent içini fayton ile gezebilirsiniz.
Faytonların 20-30 dakikalık turları yaklaşık olarak 15 Euro civarında.
Binaların ihtişamı müthiş renkler sizi alıp götürüyor.
Renkler sulu boya tablo gibi.
Binaların çoğu kafe otel restoran mağaza olarak kullanılıyor.
Jean Bercherovka isimli bir kişinin ürettiği içki neredeyse kent kadar meşhur.
Tarçınlı bir likör yeşil şişelerde satılıyor. Porselen ibriklerin içinde kaplıca sularını içiyorlar. Şehir turist dolu.
Herkesin elinde bu ibriklerden var.
İsterseniz siz fazla içmeyin ishal olabilirsiniz :))
Burada oldukça ucuza alışveriş yapabilirsiniz.
Ayrıca incecik kağıt helvalarda çok meşhur.
Kakaolusu harika şiddetle tavsiye ederim.
Bu arada illa alın diyebileceğim cam törpüleri buradan daha ucuza alabilirsiniz.
Törpüler başkentte 4 euro iken burada 1,5 euro.
Her yer pizzacı dolu. Kendinize nefis bir italyan pizzası söyleyip yanına ünlü çek biralarından alıp yudumlayabilirsiniz.
Daha güzel neşeli gezilere diyelim.
Kuş sesleri kulaklarımızdan eksik olmasın.