Gözünle gördüklerine sakın inanma. Görünenlerin hepsi sınırlıdır. Anlayarak bakmaya, gördüklerinin özeline geçmeye çalış…
Jonathan Livingston MARTI
Biliyorum inanın hepsini biliyorum. İzinler az , maaşlar düşük , hayaller kocaman ama bir yerden de başlamak gerek. Haksızmıyım…
Nepal de ölü yakma töreninde bembeyaz kumsallarda nefes kesen gün batımlarında Kamboçya’nın hüzünlü öyküsünde Hawaii’nin müthiş doğasında Tanzanya’nın kum fırtınasında düşündüğüm tek bir şey var ;
YALNIZ DEĞİLİM…
Hayat ellerimizin arasından kayıp giderken hep aynı yerde hareketsiz kalmanın bir açıklaması yok. Zaman daralıyor bu şarkıyı dinle ve yollara düş…Görülmeyene git bilinmeyene git…
I see trees of green,
red roses too.
I see them bloom,
for me and you.
And I think to myself,
what a wonderful world.
Ufak tefek olması nedeniyle pratik ve zevkle keşfedilebilir bir kent olan Cordoba ; muhteşem güzellikteki çeşmeleri, bahçeleri, cıvıl cıvıl meydanları, leziz yemekleri , flamenko müziği ve matadorları sayesinde İspanya’nın en ilgi çeken şehirlerindendir.
İlgi çekici mimarisi, tarihi, beyaz badanalı evleri ve dar yolları ile Cordoba herkesi kucaklamaya hazır.
Güney İspanya’da Endülüs Bölgesinde yer alan Cordoba, 10. ve 11. yüzyıllarda dünyanın en kalabalık şehirlerindenmiş.
Yahudilerin, Hristiyan ve Müslümanların barış içinde yaşadığı bu kent , filozof, bilim insanları ve sanatçılarının katkısı ile Avrupa’nın en önemli kültür noktalarından olmuş. Felsefeciler Şehri olarak da anılır.
Bu günlerde ise Endülüs’ün orta nüfuslu şehirlerindendir.
Etkileyici tarihi ve mimarisi ile İspanya’nın en iyi korunmuş kentlerindendir.
1984 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirasları arasına girmiş.
Dünyanın 3. büyük cami/kilisesi Mezquita , Alcazar Sarayı , Musevi Mahallesi Hristiyan , Müslüman ve Musevi kültür ve mimarisinin çok iyi korunmuş örneklerini bulabilirsiniz.
2016 de Avrupa kültür başkenti seçilmiş.
Endülüs Emevi Devleti zamanında kent adeta altın çağını yaşamış. 700 – 900 yıllarında 600’ün üzerinde kitaplık ve bir milyon üzerinde el yazması kitap bulunuyormuş. Ama maalesef daha sonra Endülüs kararı ile yakılıp yıkılmış ve bilim ve irfan değerleri bir bir yok edilmiş. O çağlarda ki eserlerden sadece 30 cilt kitap kurtarılmış.
Ünlü bilim insanlarından Mösyö Curi , “ kurtarılan bu kitapların yardımıyla atomu parçaladım , eğer daha fazlası kurtarılabilseydi galaksiler arası yolculukları keşfedebilirdim ” demiş.
Kahire ve Bağdat ile beraber dönemin en önemli üç şehrinden biridir.
10. ve 11. yüzyıllarda kent altın çağını yaşamıştır.
Avrupa ‘da kent aydınlatmasının kullanıldığı ilk yerleşim yeridir.
Romalılar tarafından kurulan kent , 716’lı yıllarda Müslümanların eline geçmiş.
Bu sebep kentte müslümanlara ait az da olsa izler var. Musevi mahalleleri halen eski durumlarını muhafaza ediyor görünümünde.
Evlerin önünden geçerken içlerine bir göz atın derim. Ortalarında devasa avlular ve çiçeklerle süslenmiş bahçeleri görün.
Musevi mimarisi burada şehri oldukça güzelleştirmiş.
Akdeniz ikliminin etkileri görülür. Yaz ayları 40 dereceye varan ulaşan sıcaklıklar görülür.
Nisan, mayıs, eylül ve ekim ayları, buraya gelmek için en uygun aylardır.
Evvel zamanlar da İslam medeniyetinin ve sanatının önemli noktalarından olan Cordoba ; sadece ve sadece Mezquita‘yı (KURTUBA ) görmek için bile buraya gelinir dedirten bir yer.
Şehrin kendi güzelliği de cabası.
Cordoba’nın yıldızı Mezquita (KURTUBA) bir dönem dünyanın 3. büyük camisiymiş.
Katolik katedrale dönüştürülmüş.
Zaten Mezquita (KURTUBA) İspanyolca’da cami anlamına geliyormuş.
Gotik , Barok ve İslam mimari izlerini taşıyan bu camide, kırmızı ve beyaz tuğla kemerler arasından sızan ışık ile yürüdüğünüzde içinizde olağanüstü mistik duygular kıpırdıyor.
Caminin içerisinde 1293 adet kırmızı beyaz sütun bulunur.
Sütunlar sonradan yapılan genişletme çalışmalarında da ilk plana bağlı kalınmış.
Caminin uzunluğu 175 metre, genişliği 134 metredir.
Bir ucundan diğer ucunu göremiyorsunuz.
Kentin başka bir simgesi ise Calleja de los flores ( çiçek sokağı) .
Sokak çiçeklerle süslenmiş arkasına da çan kulesini olduğu için Cordoba’ya giden hemen hemen herkesin fotoğraf çekmek için uğradığı bir nokta.
Cordoba’nın en ünlü ve turistik sokağı. Oldukça dar ve fotoğrafta da gördüğünüz gibi çiçeklerle süslenmiş.
Fotoğraf çekmek için çok çok güzel bir nokta.
Cordoba da sokaklar incecik. Çünkü yazın sıcaktan korunabilmek için dar yollar inşa etmişler.
Daha az güneş ışınlarından etkilenmek için.
Bu sokaklardan ancak iki insan yan yana geçebiliyor.
Yaşamak için ne çok neden var ! Balıkçı teknelerinin etrafında o rutin , sıkıcı dönüp dolaşmadan başka nedenler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz , becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir , kendimiz olabiliriz. En önemlisi , özgür olabiliriz ! Uçmayı öğrenebiliriz…
Jonathan Livingston MARTI
Cordoba’nın bir diğer önemli yapısı Alcazar. Tabi El hamra sarayını gördüyseniz buranın bahçeleri sizleri çok etkilemez.
Ama hazır buralara kadar gelmişken uğramadan gitmemeliyim diyorsanız bir göz atın derim.
Gezdikten sonra karnınız acıkmıştır bence.
Cordoba’nın en önemli yemeği “boğa kuyruğu”. İlk başta kulağa hoş gelmiyor biliyorum ama emin olun hayatınızda yiyeceğiniz en yumuşak etlerden biri.
Sadece bu et oldukça yağlı.
Üstüne birde leziz kahve ile ziyafetinizi taçlandırın derim.
Cordoba’nın mimarisine , balkonlarından sarkan renk renk çiçeklerine ve daracık yollarına hayran kalacaksınız.