” Dur ve dinle , yüreğini dinle , en derin sessizliğinde sana yol gösteren sessini dinle. Seçim yap ”
Martı Jonathan Livingston
1 Mayıs da Havana ‘da olmak sanırım bugüne kadar ki yol anılarım arasında en üst sıralarda ki sarsılmaz yerini hala ilk günkü gibi koruyor.
Burası kendine has bir gezi rotası.
Yıkık dökük evleri kolonyal mimarisi güler yüzlü insanları dar sokakları…
Özellikle halkın Che sevgisi inanılmaz. Tam bir mitolojik kahramanı simgeliyor. Meydanda ki iç işleri binasının ön cephesindeki rölyef sevginin en büyük göstergesi bence.
Fidel Castro’nun halkına seslendiği yer olan Devrim Meydanı ününü Che Guevara’nın 1960 yılında Alberto Kardo tarafından çekilen ünlü portresinin bir kopyasının yer aldığı duvara borçlu. Havana da her yerde Che var ama hiç Fidel yok.
Sebep ; halk kahramanlarının resimlerinin sokaklara yakışacağını söyleyen bir lider olduğu için. Kendisine yer verilmesini istememiş.
Eski Havana 1982 yılında UNESCO tarafından korunmaya alınmış.
Arnavut kaldırımları renkli cumbalı evleri dar sokakları ile fotoğraf severler için tam bir hazine.
En fazla burada zaman geçireceksiniz gibi geliyor bana.
Havana dans müzik ritm derken başınızı döndürecek. 1515 yılında keşfedilmiş bir başkenttir.
Her yerde salaş görüntüler var. Mimariye bu çok farklı bir hava katmış.
Yıkık dökük metruk hali yani yaşanmışlık halini ben çok seviyorum.
Adeta başkent zamana direniyor.
Gün aydınlanmadan hemen yollara dökülün 1 mayıs coşkusunun her anının doyasıya yaşayın.
Bayraklar flamalar tişörtler her milletten her renkten insan ile Devrim Meydanı’na yürümek tarifsiz.
Kalabalık her saniye daha da artıyor.
Marşlar şiirler eşliğinde meydana varıyorsunuz.
BURASI GERÇEKTEN DEVRİMİN BAŞKENTİ.
Sosyalizmin en önemli değerlerinden sağlık ve eğitim en üst düzeyde.
Sokaklarda dans edenler şarkı söyleyenler sayısız tarihi yapı kültür dolu ara yollar sizi tarihin derinliklerine bir anda ışınlıyor.
Bol bol fotoğraf çekin elinizi de hiç korkak alıştırmayın.
Kübada’sınız tabi çekeceksiniz.
Puro rom kahve tadını çıkarın.
Farklı kültür farklı hayatlar farklı yaşam tarzı zamanın derinliklerine bir yolculuk HAVANA…
Ben yaşım gereği 1950 yada 1960 yıllarını yaşamadım ama bu yolculuk sayesinde bir zaman makinesine binip o günlere gittim.
Seyahat etmek işte bu yüzden de çok çok güzel.
Küreselleşmenin dayattığı tek tip yaşam dışında bir ülke var burayı görünce çok sevindim.
Sokaklarında koşturan çocukları kapı önünde sohbet eden yaşlıları görünce çok mutlu oldum.
Havana ; kolonyal mimarisi , rengarenk insanları , hala yürüyen eski Amerikan arabaları ve kıpır kıpır dansları ile tekrar tekrar çağırıyor insanı.
Hayatının son 30 yılını burada yaşayan Ernest Hemingway’in izleri büyük katkı sağlamış kente.
Yazarın kaldığı otel ve barı gün boyu dolup taşıyor.
Atatürk Heykeli puro fabrikaları Capital Binası Eski Havana Katedral Meydanı kentin olmazsa olmazları.
Yıllar önce sadece fotoğraflarından gördüğüm yerleri şimdi gözlerim ile görmek gerçekten çok güzel.
En ufak kafede en ufak meydanda ara yollarda ufacık tefecik sokaklarda bile müzik ve dans sizleri karşılıyor.
Dünyanın en büyük kahve çekirdeği ihracatçılarından olan KÜBA’da kahve keyfi yapmadan dönmeyin.
Cafe cubano’yu tam doğduğu yerde müzik ve dans eşliğinde Havana ‘da içmelisiniz.
500 gram çekilmiş kahve 7 cuc. Paketlerde satılan Cubita ve Serrano gibi kahveleri marketlerden alabilirsiniz.
Keyif yapmak için en güzel yer kafelerden birine oturun ve mojitonuzu yudumlayın gelen geçeni izleyin.
Dostum, dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe
Hasan Hüseyin Korkmazgil
Başkentte doyumsuz gün doğumları ve gün batımları için ilk adres ; MALECON.
Atlas Okyanusu kıyısında ki bu sahil şeridi 8 km. Sabah kahve ile gece rom ile mutlaka uğrayın. Coco taksi ile tura çıkın. İlk iş pazarlık yapın.
Eski Havana’dan Nacional Hotel’e Coco ile (4 km. yol) 5 Cuc’a gittim.
Herkese her keseye göre yemek bulmak mümkün. Bir kaç öneri pizza 2 cuc et 7 cuc deniz ürünleri 9 cuc ortalama.
İçki ise rom her yerde var ücreti ise 3 cuc.
Eski Havana’yı karşıdan izleyen kayalıkta olan çok uzaklardan bile görülen Morro Kalesi’nin tarihi 16. yüzyıla kadar dayanıyor.
Bir süre hapishane olarak kullanılan kale şimdilerde güneşin Okyanusu üzerinden batışını izlemek isteyenler için harika bir nokta.
Dünyanın akın ettiği devrim denince ilk akla düşen tam sosyal devlet sistemine en yakın ülke KÜBA sizleri bekliyor…