DANTEL KENT RİO

“ İnsanların geç öğrendikleri konuların önemli bir bölümü kendileri hakkındadır .  Yolla ölçülür bazı şeyler ,  yaşla değil. ”

Murathan Mungan

 

 

 

 

 

Brezilya Güney Amerika kıtasının en büyük en kalabalık ülkesidir.

Upuzun bir Atlas Okyanusu kıyısı var.

Tüm kıta ile neredeyse komşu.

Brezilya denince ilk akla futbol ve samba geliyor. Ama ülke bundan çok çok daha fazlası.

 

 

 

 

 

Eski bir Portekiz sömürüsü olan Brezilya ; hem kapladığı alan olarak hem de nüfus açısından Portekizce ‘nin konuşulduğu en büyük coğrafya.

Dünyada en çok konuşulan 5. lisan olan Portekizce ; başka ülkelerde de konuşulmaktadır.

Brezilya ‘nın son dönemde ekonomik olarak büyümesi ve ticari anlaşmaların sayısının artmasından dolayı bu lisanın önemi dünyada gittikçe artmaktadır.

 

 

 

 

KARTPOSTAL KENT ; RİO

Tüm kenti karış karış gezsem de tepeler ile çevrili olan Rio ‘yu yukarıdan görünce ilk ağzımdan çıkan kelime ” dantel gibi ” oldu…

Gitmeden yine her zaman ki gibi dersime iyi çalıştım. Tanrı Kent isimli filmi izledim heyecanım daha da arttı. Aslı Erdoğan ‘ın Kırmızı Pelerinli Kent adlı romanını okudum ve ” keskin dişlerini maskenin ardına saklayan şehir ” benzetmesine hayran kaldım.

İçim kıpır kıpır…

 

 

Lakabı ” Cidade Maravilhosa ” olan  ( harikulade kent ) RİO ; gerçekten onunla tanışmak isteyenler için harikulade.

Dünyanın en büyük şehir ormanı Tijuca’ya ve Atlantik Ormanı rezervine sahip kent ; doğa aşıklarının ve sınır bilmeyen seyyahların en çok seveceği kentlerden.

Dünyanın en mavi gökyüzünü bulabilmek için dünyayı dolaşan bir araştırmacının 2006’da yaptığı bir araştırmaya dayanan bilgiye göre ; dünyanın en mavi gökyüzü buradadır.

 

 

Tam adı ” Sao Sebastiao Rio de Janerio ” ama ben ona samimiyetten Rio diyorum. Rio de Janerio aslında ; ” ocak nehri ” anlamına gelir.

Kulağıma çok şiirsel geliyor ama ben yine de Rio diyeceğim.

Gezmesi ve anlatması o kadar keyifli bir kent ki . Uzun uzun anlatsam doyamam.

Plajları , yemekleri , şelalesi , insanı , doğası ile büyülü bir yer…

 

 

 

 

Bir yanı Okyanus bir yanı Macarana Stadyumu bir yanı favelalar bir yanı İsa heykeli…Hadi gel de sevme bu kenti.

İsa heykelinden çok manzaralar aklımı başımdan aldı.

Atlantik Okyanusu kıyısında yer alan Rio ; ülkenin en büyük ikinci kenti.

Her yıl yapılan karnaval , uçsuz bucaksız plajları , müthiş doğası , yeni yedi harikadan biri kabul edilen İsa heykeli her kesimden insanın dikkatini bu ülkeye çekiyor.

 

 

Yem yeşil bir doğanın tam kucağında kurulan Rio ; futbol , karnaval , samba ile bütünleşmiş ; renklilik , ritm , eğlence ve kaygısız insanları ile hafızalardan kolay kolay silinmez.

 

 

” Nereye gidersen git tüm kalbinle git ”

Konfüçyus

 

 

Gezerken pek çok farklı coğrafyadan izler buldum. Yağmur ormanları , parkları , tepelik alanları , dağları , sahilleri ile tam bir doğa harikası.

Tüm bu güzellikler arasında zümrüt gibi parlayan Rio ; benim için renkliliğin sembolü oldu.

Kentin liman bölgesi müthiş. Sugar Loaf  , Corcovado  , Tituja  denizle buluştuğu noktada muhteşem bir manzara sunuyor ziyaretçilerine.

 

 

100’ü aşkın adayı kapsayan dev Guanabara Körfezi …

Kesme şeker Dağı , Kurtarıcı İsa Heykeli ve Copacabana plajının ortak noktası nedir diye sorarsanız eğer ; hepsinin arka planını Guanabara Körfezi süsler.

 

 

Sugar Loaf ; 400 mt yükseklikte bulunan dağ görüntüsü ile kesme şekere benzediği için bu isimle anıldığı düşünülüyor.

Fakat bir başka görüş ise eskiden şekeri ölçtükleri kabı andırdığı için bu isim verilmiş.

Camdan yapılmış teleferik ile 20 dakikada ulaşabildiğiniz zirve de nefesiniz kesilecek diyebilirim.

Dünyanın en popüler kaya tırmanış parkuru olduğunu biliyor musunuz ?

 

 

Corcovado ; dünyanın en meşhur simgelerinden . Anlamı kambur demek olan Tepe ; 710 mt yüksekliği ile kentin en yüksek noktalarından .

İsa ‘nın Art Deco Heykeli 1931 ‘den beri dantel kent Rio ‘ya tepeden bakıyor.

Manzara nefes kesici. İsa tüm kenti kucaklıyor.

Tüm dünyada Brezilya tanıtım görsellerinde kullanılan İsa Heykeli ve Sugar Loaf Tepesi ise okyanusu en tepeden kollarını açarak kucaklamış.

 

 

” İsa ‘nın koltuk altında ” sakinleştirici ve insanı rahatlatan bir manzara eşliğinde ışıl ışıl bir öğleden sonra geçirebilirsiniz.

Saat 08.00 – 19.00 arasında ki tren seferleri ile yukarı çıkabilirsiniz. Bu arada tırmanış esnasında gözleriniz hep bu yaramazları arasın :))

 

 

Açık , bulutsuz bir havada gelin ki tadı tam çıksın. İsa ‘nın yüzü Kudüs ‘e dönük.

Kollarınızı açıp fotoğraf çektirmeyenleri dövüyorlar 🙂

2007 de Dünyanın yeni yedi harikasından biri seçildi.

 

 

Dünyada en büyük katılımlı konser Rod Stewart tarafından bu kentte gerçekleşmiş.

 

 

 

Rio ‘ya karnaval için gitmeyecekseniz eğer nisan ayını tavsiye ederim. Sıcak bunaltmıyor ve kalabalık da değil. Karnaval dönemi çok pahalı ve kalabalık .

Rio Karnavalı ; dünyanın en büyük karnavalı. Guinness Rekorlar Kitabı’na göre , kentin bu en ünlü partisi , 2004 yılında 400.000 yabancı turist ile gerçekleşmiş.

İlk Rio Karnavalı 1723 yılında yapılmıştır.

 

 

Maracana Stadyumu  ” Statların anası ”  olarak bilinir.

Bu stadyumda  333 gol atıp rekor kıran futbol efsanesi Zico , Fenerbahçe’ de teknik direktörlük yapmıştır.

 

 

2016 olimpiyatlarına ev sahipliği yapan kent Güney Amerika’da bu ünvanı alan ilk kenttir.

 

 

Copacabana dünyanın en meşhur sahillerinden. Tam 4,5 km uzunluğunda . Oteller , cafeler , satıcılar dizi dizi sıralanmış. Eskiden basit bir balıkçı kasabası olduğuna kim inanır ?

Çok meşhur olmasından dolayı turist tuzağı o yüzden İpanema ‘yı tercih edebilirsiniz.Plaj keyfi doyumsuz desem.

Erkenden kalkın güneşi doğurun , dalgalar ile oynayın ve halkın futbol sevdasına gözleriniz ile tanık olun.

 

 

Cobacapana ‘da güneş ayrı bir güzel doğar…Rio ; Copacabana , Ipanema ve Leblon plajları ile gönülleri ilk anda fethediyor.

 

 

 

Rio ‘nun diğer bir yüzünün adı FAVELA. Bu kentte popüler bir deyiş var ; Kaderin bir oyunu sonucu , fakir zengine tepeden bakar , zengin de fakire aşağıdan.

Dünyaca ünlü plajlarına ve zengin mahallelerine yukarıdan bakan tepeler de, ‘ Cariocalar ’ olarak bilinen Rio ‘nun yerli halkının ellerine ne geçtiyse kullanarak yapabildikleri ve favela ismi verilen gecekondu mahalleleri vardır.

Samba okullarının pek çoğu bu mahalleler de bulunmaktadır.

 

 

Kötü şöhretine rağmen kültürün bir parçası olan bu mahallelere geç saatler gidilmemesi öneriliyor.

Roçinha isimli favela sadece Rio’nun değil , tüm Latin Amerika’nın en büyük favelası.

Diğer favelalara oranla daha gelişmiş bir altyapıya sahiptir.

Zamanınız varsa ziyaret edebilirsiniz.

 

 

 

 

 

Biliyorum pek çok insan için merdiven sadece bir yerden bir yere gitmek için kullanılan basit bir araç. Ama Jorge Selaron için merdiven demek tuval demekmiş.

Sıra dışı Şili ‘li sanatçı merdivenleri binlerce mozaik ile süslemiş. Tam 20 yıl boyunca hemde. Ortaya göz alıcı , unutulmaz bir baş yapıt çıkmış. Bu baş yapıtın en önemli rolü de 250 basamak olmuş. Ortaya da bir renk cümbüşü çıkmış.

Bu eşsiz basamaklar hem Dünya Kupasında hemde Olimpiyat Oyunlarında ki tanıtım videolarında kullanılmış .

 

 

Yıllar önce sanatçı Şili diktatörlüğünden kaçar ve 50 den fazla ülke gezer. Brezilya’ya gelir . O dönem ardında hamile bir eş bırakır ve kısa bir süre sonra karısının ve çocuğunun öldüğünü öğrenir.

Bu acı olay onun takıntılı bir şekilde eserlerinde hamileleri resmetmesini açıklamaktadır.

 

 

Bizden de izler var…

 

 

Kente inince ilk iş koşa koşa bir terlikçi bulmak olmalı :))

Hemde Hawainas…

Ayrıca kahve içmeden ve almadan gelmeyin.

 

 

 

 

HAFIZAMA KAZINAN MUHTEŞEM ANLAR VE ANILAR İÇİN OBRİGADO RİO…

 

 

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir