IŞIL IŞIL BİR GÖL ; OHRİD

” Çünkü kendi sırrına ermekten başka amaç güden sevgi , sevgi değil ileriye atılmış bir ağdır ; bu ağa sadece yararsız şeyler takılır ” Halil Cibran

ERMİŞ ; bence okuyup rafa kaldırılacak bir kitap değil. Aşık olunca da , öfkelenince de , kendimizi yada başkasını yargılarken de , yaşam manasız geldiğinde de ; tekrar tekrar yeniden bakmak gerek . Bazı soruların cevabı o kadar net ve açık ki . Cevabı bulabilmek için ; kendinize ettiğiniz eziyete son vermek adına açıp tekrar okumak gerekir…

 

 

Berrak ve pürüzsüz bir mavilik…

 

 

 

Makedonya ‘nın turizm merkezi Ohrid kentinde aynı isimle anılan ışıl ışıl bir göl var. Makedonya ‘nın harika doğa merkezlerinden sadece bir tanesi.

Dağlar Ohrid ‘i öğle bir sarıp sarmalamış ki ; gölü adeta berrak sular ile beraber kucaklamış. Seyrine doyamadım…

 

 

 

Balkan Yarımadasının en derin gölü olan Ohrid ; dünyanın en eski göllerinden bir tanesi. 4 milyon yıl önce bir takım tektonik hareketler sonrası kireç taşı kayalıkları  üstünde oluşmuş. 289 metre derinliğinde.

Makedonya ve Arnavutluk arasında yer alan göl ; Avrupa ‘nın en eski gölüdür.

Unesco tarafından 1979 ‘da Dünya Mirası ilan edilmiş.

 

 

 

Makedonya’nın en büyüğü ve en güzeli olan Ohrid Gölü ; 30 kilometre uzunluğunda. Şaşırtacak derecede temiz ve berrak suları var. Dağ manzaraları , sakinliği ile tarih öncesi dönemlerden beri herkesi büyülemeye devam ediyor.

Ohrid Gölü’nü bu kadar özel yapan ; hem yer altı suları , hem de dağlardan gelen suyla beslenmesi.

Kristal kadar berrak olan suları her 10 yılda bir yenileniyor…

 

 

Kiril Alfabesi’nin de doğduğu yer olan Ohrid ; Balkanlar’da gezilecek en güzel yerlerden biri . Yamaca dizilmiş evleri , gölü 360 derece çepeçevre saran zümrüt dağları ile huzurun adresi .

 

 

Ohrid kentinin nüfusu ortalama 40.000 kadar. Göl kenarındaki tepelere sırtını yaslanmış olan kentin ; tarihi çevreyi yürüyerek rahatlıkla gezebilir ve bir gün geçirebilirsiniz.

 

 

 

Ey göl, hatırında mı? Bir gece sükut derin,
Çıt yoktu su üstünde, gök altında, uzakta,
Suları usul usul yaran kürekçilerin
Gürültüsünden başka.
Birden şu yeryüzünün bilmediği bir nefes
Büyülenmiş sahilin yankısıyla inledi
Sular kulak kesildi, o hayran olduğum ses
Şu sözleri söyledi;
‘‘Zaman, dur artık geçme, bahtiyar saatler, siz
Akmaz olunuz artık! ’’

Ne de güzel söylemiş La Martine…

 

 

Gölün bitki ve hayvan türlerinin çoğu buraya özgü. En ünlüleri ise iki türde olan Ohrid alabalığı. Diğer benzersiz canlı ise ; Ohrid incisi yapmak için kullanılan inci balığı. Bu değerli mücevher nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar gelmiş.

Bence Gölün de bulunduğu Makedonya’nın hiç kuşkusuz en güzel şehri Ohrid. Orta Çağ dönemine kadar uzanan hisarlar , kiliseler , manastırlar …  binlerce turisti kendine çekiyor.

Göl ; kıyıda ki sazlık ve sulak alanlar, pelikanlar , ördekler , kuğular , kartallar , nadir ve tehdit altındaki türler olmak üzere, pek çok su kuşları için hayat alanı sağlar.

 

 

Ey o büyük yolculukların ürperten heyecanı

Okyanus dalgalarının sesleriyle dol bu ömre

Ölüme ve aşka durmadan kement atan

Serüvenlerle geçsin yaşamak

Ahmet Telli

 

 

Ben biraz sakinliğini Bodrum ‘a eylül ayında gideriz ya o dönemlere benzettim.

 

 

 

Derler ki ;  tanrı cenneti yaratırken bir damlası Ohrid ‘e düşmüş. Bence göl , kiliseler , eski kent bölgesi el ele vermiş ve bu sözü doğru çıkarmak için uğraşmışlar.

Sonuç mu ?

Sonuç…

İstanbul ‘dan sadece 1,5 saat uçuş mesafesinde ki bu doğa harikası yeri mutlaka gözlerinizle görün.

 

 

Arnavut kaldırımlı daracık sokakları , cumbalı evleri , Osmanlı ‘nın izleri , yem yeşil ormanları , dağları ile bam başka bir huzuru var.

Gölde yapmanız gerekenlerin en başında tekne turu geliyor. Berraklığa şaşmamak mümkün değil. Göle yakından bakın şehre ise uzaktan. Bol bol fotoğraf çekip gölün tadını çıkarın.

Gölde güneş çok güzel batıyor. Bir kadeh şarap eşliğinde ; gökyüzünün kızıllığını izleyip hayallere dalabilirsiniz.

 

 

 

Evliya Çelebi ‘nin Seyahatnamesin de geçen bir bilgi ; Ohrid de tam 365 tane kilise olduğu. ( bugün sadece 40 tanesi ayakta ) .Yani gezmek isterseniz her güne bir adet düşüyor.

 

 

Sveti Naum yem yeşil bir mill park içine kurulmuş. Göle 30 km kadar uzakta . Mutlaka görmenizi tavsiye derim.

 

 

Tatlı su balıkçılığı ileri seviyede . Evliya Çelebi bile Seyahatnamesi’nde balıklarını övmüş ve Makedonları “ ağzının tadına çok düşkün ” olarak anlatmış.

 

 

Ohrid’de tadılması gereken Balkan mutfağı nimetleri arasında en baş köşe de köfte bulunuyor. Sosis , peynirli salata ve alabalık diyebilirim. Triliçe gibi sütlü tatlılar , dondurma ve börek de var. Ben güveçte kuru fasulye yedim.

 

 

 

Akşam Makedon müzikleri eşliğinde gösteri izleyip yemek de yiyebilirsiniz.

 

 

Buraya kadar geldim sevdiklerime hediye alacağim gibi bir düşünceniz varsa inci çok meşhur değerlendirebilirsiniz.

Ben sedef küpe aldım…

 

 

 

 

 

Game of Thrones filmine set olmuş , 365 tane kilisesi bulunan göl ; belki sırf bu yüzden Balkanlar ‘ın Kudüs ‘ü diye anılıyordur.

 

 

İnsanıyla , mimarisiyle , ara sokaklarıyla , bu küçük kent belki de tahmininizden daha çok sarıp sarmalayacak.

 

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir