FİYAKALI MİLANO

” Mutluluk denen şey nasılda bir yol kenarında çıkıyordu insanın karşısına ”

Hermann Hesse

 

 

 

 

 

Seyahat insanın hayatına neşe katar nefes katar renk katar…

 

 

 

 

Milano ‘yu bu turuncu tramvaylarda kaybolarak gezin ne dersiniz ?

Bakalım sizi nereden nereye taşıyacak ?

Bir kenti belki ilk kez tramvay camlarından izleyeceksiniz ve çok seveceksiniz ?

Kim bilir…

 

 

Milano her zaman modanın öncüsü ve bu şekilde anılır bir kent olmuş .

İngilizce de şapkacı anlamına gelen

” milliner ” kelimesi bile bu kentin isminden türemiş.

 

 

 

 

Roma ‘ dan sonra ki en kalabalık kent. Gelişmiş sanayinin de payı büyük.

 

 

İtalya’nın en dinamik kentlerinden Milano ; dünya modasının önemli merkezlerindendir.

Mussolini’  nin faşist hareketi başlattığı ve aynı zamanda asılarak teşhir edildiği kent.

Milano ; İtalya’nın Lombardiya bölgesinde bulunuyor.

Göller Bölgesi ’ ne çok yakın.

Bazısı burayı çok seviyor bazısı hiç sevmiyor.

Defalarca İtalya gezisi yaptığım halde yolumu düşüremediğim kent bana yağmurlu yüzünü ilk tanıştığımızda fazlası ile gösterdi.

Melankolik gökyüzü renkleri benim peşimi hiç bırakmadı.

Milano ; belki bir Roma , Floransa , Siena değil ama İtalya’nın en güzellerinden bence.

 

 

 

 

Kulaklığı takın ama mutlaka Patrizio Buanne’den  ” That’s Amore ” olsun…

Yağmura aldırmayın atın sokaklara kendinizi ve her zaman burnunuzda kahve kokusu bulunsun…

Bence İtalya ‘nın en güzel grisi MİLANO…

 

 

 

Gezerken hissettiğim MİLANO  ” özenle ” kurulmuş bir kent. En önemli detay bu bana kalırsa.

Venedik gibi sokaklarında kayboldum , Floransa gibi sanata doydum .

Ama Roma gibi tarih ile donanmamış ve Napoli gibi salaş değil onu da bilin.

 

 

 

Panoromik Milano fotoğrafları için ister merdiven ile ister asansör ile Duomo Katedrali ‘ nin çatısına çıkın manzara da nefis.

Çatıya çıkmak asansörle 13 yürüyerek ise 9 euro.

Meydanı kuş bakışı görmek ortalama 350 merdiven demek.

Asansörle çıktığınızda bir 80 merdiven daha çıkıyorsunuz.

Terasa çıkmak manzarayı izlemek mutlaka listenizde olsun.

Kent manzarası bunu fazlasıyla hak ediyor.

 

 

Terastan indikten sonra San Babila’ya doğru yürüyün.

Alışveriş caddelerinde gezin.

Duomo ‘ nun hizasında meşhur İtalyan markaların mağazalarını görün.

La Rinascente ‘yi tavsiye ederim. Tüm markalar beraber.

 

 

Reşat Nuri Güntekin şöyle demiş ; Memleketin ancak okuyup yazmakla kurtulacağına inananlardanım….

 

 

 

Milano sadece pahalı alışverişin adresi değil.

Ufak bütçeler için de oldukça zengin bir gezi rotası.

Hem keyifli hem eğlenceli bit pazarlarını gezmenizi öneririm.

Pazarlar bence dünyanın en neşeli zamanları geçirebileceğimiz yerlerden.

Sokak pazarı meraklıları ise salı ve cumartesi günleri kurulan Navigli bölgesindeki antika pazarını sakın kaçırmasın.

Benim otelim bu bölgede olduğu için gönlümce gezdim.

Brera bölgesinde de pazarlar mevcut aklınızda olsun.

Brera en bohem bölgelerinden kentin.

Güzel sanatların arka bahçesi , en sevimli mekanların adresi ve butiklerin ve şirin sokakların semti Brera ‘yı bence çok seveceksiniz.

Bizim Galata ‘ya çok benzettim.

Espresso ile yorgunluk atın.

Via Madonnina sokağında pastel renkleriyle bezenmiş mimari içinizi ısıtacak.

Sokağın başın da Santa Maria del Carmine Kilisesi’ni de görebilirsiniz.

 

 

 

1950 de düzenlenen Milano Moda Haftası dünyanın bütün moda meraklılarını bu kente toplamış .

Tasarımcılar ve moda merkalıları her yıl Milano’da buluşuyor.

Chanel , Dolce Gabbana gibi markalar podyumlardan sokaklara inmiş.

Yılda iki sefer Mart ve eylül aylarında düzenlenen Milano moda haftasında en son moda trendleri görücüye çıkıyor ve sıra dışı tasarımları ile sizin kalbinizi çalıyor.

Ünlü mankenler , tasarımcılar kendimizi bir masalda gibi hissettirebilir.

Ama dikkatli olmak da bence sayısız yarar var çünkü şıklık yarışı cüzdanınızı boşaltabilir :))

 

 

 

 

İtalya’nın kuzeyinde yer alan Milano , ülkenin en büyük ikinci kenti ve Avrupa’nın en eski kentlerindendir.

Milano ; Duomo Katedrali , La Scala Operası , Galleria Vittorio Emanuele gibi tarihi ve mimari yapılarının yanında kendine özgü hayat tarzıyla dikkatleri çekmektedir.

Alışveriş gibi futbol gibi özel ilgi alanlarına sahip ziyaretçileri için ise cennetten bir köşedir.

 

 

Kenti gezmenin en pratik yolu metro ve otobüsler.

Ama şunu bilin ki ; otobüsler durdurulmuyor. Durdurmak için elinizi kaldırın.

Malpensa Hava alanından taksi ile kent merkezi çok uzak taksiler can yakıyor 90 – 100 euro arası.

Gerek yok siz alana inince Malpensa Express ile 40 – 45 dakika da 12 euro ya ulaşabilirsiniz.

Ben Navigli bölgesinde konakladım. Çok memnun kaldım çünkü kent merkezinden uzakta olmak istedim.

Art Hotel Navigli sakinlik sessizlik arayanlar için birebir.

Tam karşısında market de var…

Navigli çok hoş bir bölge. Gecesi ve gündüzü ile beni mest etti.

Kanalın kenarında mekanlar , dükkanlar ve tezgahlar sıralanmış.

Bit pazarına bir göz atmadan dönmeyin.

 

 

” Bir adam bütün dünyayı ihtiyacı olanı aramak için gezer ve eve aradığını bulmak için döner ”

George Moore

 

 

Kent merkezinde yürüyen insanlar moda dergilerinden fırlamış adeta.

Benim gibi spor ayakkabısı ile gezen görürseniz bilin ki turisttir turist :))

Alplerin 48 kilometre güneyinde yer alan bu kentin ana merkezi katedralin bulunduğu Duomo Meydanı.

Bence burayı merkez alın ve başlayın bu şık ve havalı kenti arşınlamaya.

 

 

Dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da markete gittim.

Bol sütlü çikolata , kahve ve parmesan peynir ( sen ne güzel bir şeysin ) aldım.

Duty Free neredeyse 2 misli bilginiz olsun.

 

 

Sabahları önce bir espresso ve ilerleyen zamanlarda ise bir cappucino…

Milano kahve demek bence.

Önemli bir bilgi ; İtalya’da kahve içilen yerlere ” bar ”  deniyor. Kahve hazırlayan kişilere “ Barista ” deniyor bunu da öğrendik.

Bu kelime hayatımıza İtalya’da barmen kelimesi yerine İtalyancası olan “ Barista ” sözcüğünün kullanılmaya başlaması ile girmiş.

” bar ” ve ” barista ” kelimelerinin bağlantısı bu sanırım.

Başka önemli bir bilgi ise ; expresso değil espresso. Valla benden söylemesi.

Bu arada ; espresso makinesi ise 1800 ’ lü yıllarda bir İtalyan tarafından bulunmuş.

Kahve için minik bir önerim var ; saat 12 den önce cappucinonuzu için !!!

 

 

Biraz fiyatlı ama Savini de dondurma yemek apayrı bir keyif.

3 – 4 euro bir top dondurma :))

Bu arada Pave isimli mekan kahve – tatlı ikilisi için listenizin tepesinde olsun derim.

 

 

Luini benim ağız tadıma çok hitap etmese de ; brioche ( pofidik kruvasan )  sevenler atlamasın.

 

 

Hayatımın ilk limonlu pizzası :))

 

 

Pizza , makarna , dondurma , kahve derken gelsin kilolar :))

 

 

Tüm dileklerimizin gerçek olması dileği ile…

FİYAKALI MİLANO” hakkında 2 yorum

  1. Milan meydanını pek çok kişinin aksine ben sevdim. Hatta kenti bile çok sevdiğimi söyleyebilirim. Nedense bazıları sırf Ankaraya benziyor diye 🙂 sevmiyor.

Nezihe Tarhan için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir