” Tabiat aşkı , insanın ümitlerini boşa çıkarmayan yegane aşktır ”
Honore de BaIzac
SİENA ; Toskana bölgesinin en güzel şehirlerindendir. İtalya’nın en turistik noktalarındandır. Şehir merkezi UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır.
Floransa ‘dan 70 km kadar uzaktadır.
Dar sokakları , mimarisi ve romantik meydanı ile masalsı bir kenttir.
Siena ; Roma ‘dan da hatırlayacağımız Romus ve Romulus kardeşler tarafından kurulmuş.
HADİ BİR TOPARLANIN ORTA ÇAĞ ‘A GİDİYORUZ.
Mediciler tarafından yönetilmiş ve bankerliğin ilk ortaya çıktığı yerlerdendir.
Siena Üniversitesi 1240 ‘da kurulmuştur.
Hukuk ve tıp fakültelerinden mezunları ile İtalya ‘nın önemli okullarındandır.
Gezinizi yarım günde de bitirebilirsiniz 2 saatte de tam günde de. Ufacık tefecik.
İtalya’nın tüm koşturmasından uzakta keyifli bir gezi sizi bekliyor. Kısa süreli de olsa uğrayın derim.
Pişman olmazsınız…
Ana meydanda yerlerde oturmak , etrafı izlemek , dondurmak yemek insana bam başka bir huzur veriyor.
Siena basketbol takımını çalıştıran Ergin Ataman sayesinde Siena diye bir şehrin varlığından haberdar olan çok kişi oldu.
Sokaklar dar ve yokuşlu ayrıca çok fotojenik.
Kentin yağmur altında çok daha güzel olduğunu duymuştum ama ben yağmura denk gelemedim.
Siena ‘nın dar yollarında yürümek yokuşlarında soluklanmak çok keyifli.
Şehre ilk adım attığımda meydana ilk vardığımda büyülendim desem.
Binaların renkleri aklımı başımdan aldı diyebilirim.
Dar yolları labirent gibi sanki.
Hele mimarisi çok etkileyici.
Burada masalsı bir hava var beni içine asıl o aldı sanırım.
Piazza Del Campo meydanı istiridye kabuğunu andırıyor. 9 parçaya bölünmüş.
Her parça o dönem ki idari bölgelerden birini temsil ediyormuş.
Bu meydan benim gördüğüm en güzel meydanlardan.
Etrafındaki sarayların en ünlüsü Belediye Sarayı ben gezmeye ilk oradan başladım.
102 metrelik Mangia Kulesinin 500 basamağını çıkarsanız nefes kesen bir manzara ile karşılaşabilirsiniz.
Siena Duomo katedrali ise İtalya ‘nın en büyük katedrallerinden.
Biraz detaylı gezmenizi öneririm.
İç mekanda Donatello, Bernini ve Michelangelo’nun heykelleri ve işlemeler ile süslü zemin inanın çok etkileyici.
Şehir çok rahat geziliyor araba ile giriş yasak ses ve görüntü kirliliği yok.
Kente 9 km uzaklıkta hava alanı var ama uluslar arası uçuş yok.
Tren çok hesaplı aklınızda olsun.
Siena Tren Garı’na geldikten sonra ; garın dışındaki büfeden otobüs bileti alın.
8 , 17 veya 77 numaralı otobüsler ile merkez kabul edilen Campo Meydanı‘na yaklaşık 10 dakika da ulaşabilirsiniz.
SİENA ; özel mutfağı,sanat eserleri ve müzeler ve kentin orta çağ görüntüsü ile çok iyi bilinmekle beraber şehrin müthiş meydanı gerçekten görmeye değer…
Siena halkı kentine büyük bir aşkla ve tutku ile bağlı.
Geçmişten gelen nedenler var tabi ama meydanda soluk alıp verince sizde bir gönül bağı kuracaksınız uyarmadı demeyin.
Toskana bölgesine bağlı kentler arasında ki rekabet uzun yıllar sürmüş.
Müthiş bir mücadele yıllarca sürmüş.
1348 de kentte bir salgın olmuş. Bunu bile bu çekişmeye bağlayanlar olmuş.
Meydanda ki Venüs heykelini parçalamışlar. Floransa surlarının dibine gömmüşler.
Halkın önemsediği diğer konu ise ; PALİO at yarışları.
Yarışların en meşhuru ve en heyecanlısı burada gerçekleşiyor.
Topu topu 90 saniye sürüyor ama halk tüm yıl hazırlanıyor.
Kökeninin 13. yüzyıla kadar gittiği düşünülüyor.
Etkinlikler 3 gün önce başlıyor. Kutlamalar bayrak törenleri geçitler düzenleniyor.
Kazanana ipek bir flama veriliyor.
Kaybeden önümüzdeki yıla daha istekle çalışıyor.
At yarışlarını seyretmek isterseniz 2 Temmuz ya da 16 Ağustos’da Siena’da olun.
Geleneksel at yarışını Campo Meydanı’nda gözlerinizle izleyebilirsiniz.
Burada sade ama çok lezzetli bir mutfak var.
Lezzetli etler baharatlar taze sebzeler ve tabi ki en güzel zeytinyağlar kullanılıyor.
Sarımsakla daha çok tüketilen bruschetta ise en çok tüketilen başlangıç diyebilirim.
Pici makarnası ( kalın kesimli makarna ) , Siena keki ve ricciarelli bademli kurabiyesini tatmadan dönmeyin.
Noto adındaki ezme bademli ve ballı şekerini mutlaka yiyin.
Panforte ve Cavallucci da ayrıca leziz tatlılardan.
Bu arada Toskana’nın merkezindesiniz. Şarapsız olmaz.
Vernaccia di San Gimignano , Chianti , ve Montepulciano ile kafalar güzelleşiyor :))
Piazza del Compo’da kahvemi yudumladım ve orta çağın keyfini sürdüm…
tekrar buluşmak üzere ayrıldım…
gezilerinizi heyecanla takip ediyorum blogumu izlemeye alırsanız sevinirim… https://hastaliktakip.blogspot.com.tr/