GENÇ BİR KENT ; BOSTON

‘’ Bir defa gökyüzünün tadını alınca sonsuza kadar yukarı bakarsın ‘’

Leonardo da Vinci

 

 

 

 

 

 

Baştan sona bir tecrübeler yumağı olan hayatta , buralarda asla yaşayamayacağım sıra dışı tecrübeler yaşıyorum.

Yeğenlere anlatılacaklar bölümüne itina ile notlar düşüyorum.

O yüzden buralara kadar geliyorum.

En temelinde kendi bedenimle , kendi ruhumla , kendi canımla bu tecrübeleri ediniyorum. Kendim öğreniyorum.

Çünkü hayat kocaman bir deneyimdir.

 

 

Dil dönmüyor bu ne biçim isim arkadaş :))

 

 

 

 

 

Her yolculuğunda kendini yeniden keşfeder mi bir insan ?

Damarlarında kan yerine heyecan akar mı her yeni yola çıktığında ?

Kalp atışı hızlanır mı her yeni sınırlar aştığında ?

Bir parça cesaret ile sen bir araya geldiğinde gerçekten gidebilirsin.

Ve gittiğin yerlerde ; dünyayla birlikte kendi özünü ancak o zaman görebilirsin.

Hem kendine hem dünyaya keyifli bir yolculuk adına…

 

 

Boston ‘a gitmek ister misiniz ?

O zaman cd çalarınızın ayarları ile lütfen oynayın. Bee Gees ‘in Massachusetts isimli harika bir şarkıları var.

Yazıyı okurken belki sizlere eşlik eder. Kendinizi daha çok oralarda gibi hissedersiniz.

 

 

 

New York ‘dan 1,5 saatlik bir uçuş mesafesinde bulunuyor BOSTON. Soğuk havaya rağmen öyle güzel ağırladı ki beni.

New England Bölgesi’nin Massachusetts eyaletinde bulunan BOSTON ; ABD’nin en eski ve varlıklı kentlerinden.

17. yüzyılın başlarında Amerika’nın yerlileri tarafından kurulmuştur. Ülkenin Avrupa’dan göç alan ilk kentlerindendir.

Bu güzel kentin ismi , bölgeye ilk yerleşen İngilizler tarafından, İngiltere’deki Boston kasabasının adı gibi St. Botolph’s Town kelimesinin kısaltılmasıyla oluşturulmuş.

Dünyanın yaşanabilirlik sıralamasında, Boston şehri , 36’ncı sıradadır.

 

 

Boston ;buram buram tarih kokan bir İngiliz kentidir.

 

 

1845 yılında, buraya işçi olarak ilk İrlandalılar gelmiş.

Beyaz saraya taşınan “ Kennedy” lere de tanıklık etmişler.

 

 

Kent ; ABD’nin en önemli eğitim merkezlerindendir.

MIT ve Harvard Üniversitesi gibi en prestijli okullar buradadır.

Kentin tam ortasından geçerek adeta kenti ikiye ayıran , Charles Nehri Boston’un en önemli simgelerindendir.

 

 

19. Yüzyıldan kalmış eserlerin ve sömürge dönemine ait yapıların olduğu yollar kente ayrı bir doku katmış.

Bu kent sokaklarını arşınlayan misafirlerine ; buram buram tarih kokusu ve dokusunu hissettiren , ” iyi ki buradayım ve dünyanın bam başka bir noktasındayım ”  dedirten görülesi bir kenttir.

 

 

Boston kıtanın doğu yakasında bulunur. Ara sokakları , bulunduğu ülkenin koşullarına göre tarih ile dop doludur.

Kurulduğu 1630 senesinden bu yana akademisyen, politikacı, yazar , sanatçı ve devrimci, kentin her köşesine izlerini bırakmıştır.

Kırmızı tuğlalı binaları ile İngiliz mimarisinden kolonyal mimariye gözlere hitap eder.

Rönesans , Gotik ve modernizme kadar çok çeşitli tarzda eserlere rastlanır.

 

 

Kent güzellikleri yanında , soğuk havasıyla bilinir. En güzel zamanı Ekim ve Kasım aylarıdır.

Çünkü ; yaprakların renk değiştirmesiyle meşhurdur.

Yeşilin, sarının, turuncunun her tonunu bir arada görmek ve kısa süreli de olsa renk cümbüşüne şahit olacağınızı bilmek, en güzel anlardandır.

Sonbaharın yaşanacağı en güzel kentlerdendir.

 

 

Harvard Üniversitesi ve MİT Üniversitesi Kampüsleri ;

1636 yılında kurulan Harvard Üniversitesi , ABD’nin en eski yüksek öğretim kurumudur.

On beş milyondan fazla kitap kopyasını arşivinde barındıran okul ; dünyanın en büyük akademik kütüphanesine sahiptir.

Birçok alanda verdiği eğitimle de dünya sıralamasında daima ilk beşe girmiştir.

Metroyla kırmızı hattı kullanarak direk kampüsün içine kadar gidebilirsiniz.

Gençler ile beraber olabilirsiniz. ‘ Kampus ‘ olarak bilinen bölge ufak bir mahalle sayılabilir.

Bu alan içindeki Harvard Meydanı , öğrencilerin ders aralarında toplaşıp sohbet ettiği , yemek yediği en zevkli kısmıdır.

 

 

 

 

Sırtta çanta gezmeyi , okumayı , öğrenmeyi , öğrendiklerini paylaşmayı sevenler için…

En sempatik öğrenci kentlerindendir.

 

 

 

Charles Baudelaire’in bir şiirinde yazdığı gibi ;

Orada ne varsa süs, sükunet ve şehvet,

İntizam ve güzellikten ibaret.

 

 

MİT ise aynı yol üzerinde bulunur. Gitmişken her iki dev okulu gezmenizi , gençlerin arasına karışmanızı , müthiş kampüslerin içinde kaybolmanızı tavsiye ederim.

 

 

 

MİT kampüsünde Jaume Plensa adlı sanatçının eseri var.

Belki dünyanın değişik yerlerinde sanatçının başka eserlerini de görmüşşünüzdür.

 

 

Boston Common Parkında bu oyuncu arkadaşlar ile eğlenceli zaman geçirmeye hazır olun.

 

 

BOSTON aynı zaman da Aerosmith’in de kenti. Biliyor muydunuz ?

 

 

Toplamda 129 km uzunluğa sahip olan ve seyahati boyunca 22 kenti dolaşarak Boston’a ulaşan Charles Nehri , Atlantik Okyanusu’na da burada kavuşuyor.

Nehri’in üzerindeki Longfellow Köprüsü , ( üstünde yürüme imkanı sunuyor ) Cambridge’i Boston’a bağlar.

Ayrıca her mevsim üzerinde kürekçilerin yaptığı antrenmanları izleme şansı da veriyor.

Ekim ayında yolunuz buraya düşerse , her sene yapılan yelkenli yarışlarını da izleme şansı yakalayabilirler.

Bu gezinizde Charles Nehri’nin kıyılarında sakin bir yürüyüş yapabilecek zamanı mutlaka ayırın derim.

 

 

Eğitim dışında spor konusunda da ekol olmuş bir kent Boston.

Boston Celtics, New England Patriots ve Red Sox takımlarına da ev sahipliği yapar.

 

 

Dünyanın önemli spor organizasyonlarından olan Boston Maratonu da bu kentte gerçekleşmektedir.

1977 ‘de Veli Ballı da derece aldı hatırlarsınız.

 

 

 

 

Kentin önemli görülmesi gereken noktaları ; Newburry Caddesi , Prudential Binası , Quincy Market , Faneuil Market, Özgürlük yolu…

Newburry Caddesi , Boston’un en hareketli noktalarından.

Cadde boyunca tarihi binaların arasında lokantalar, sanat galerileri , kafeler bulabilirsiniz.

Newburry, kentin kalbinin attığı yerlerden biridir.

Prudential Binası ; Boston’un en yüksek binasıdır. Birçok yerden rahatlıkla görülür.

Binanın en üst katından hem kent izleniyor hem de leziz yemekler yeniyor aklınızda olsun.

Quincy Market ve Faneuil Market place ; 1742 yılında Peter Faneuil tarafından Boston’a hediye edilmiştir.

250 – 300 yıllık tarihi boyunca Boston halkı ve ziyaretçileri tarafından ilgi ile gezilmiştir.

Sokak satıcıları , festivalleri , lokanta ve mağazalarıyla her daim ilgi çekmeye devam edeceği de görülüyor.

İlginizi çekerse Hard Rock Cafe de buradadır.

 

 

Gezerken  pat diye karşınıza çıkan bu doğal güzellikler insanı büyülüyor.

Renklere hayran kaldım.

 

 

 

 

Freedom Trail (Özgürlük Yolu) Boston’da dolaşırken bazı sokaklarda yere döşenmiş ve hat oluşturan kırmızı tuğlalar dikkatinizi çekecek.

Kırmızı tuğlarla belirlenmiş bu yol The Freedom Trail’dir (Özgürlük Yolu).

Bu kırmızı hattı kolayca takip edebilirsiniz.

Böylece Boston’ a ait 16 tarihi bölgeyi gezme imkanı da yakalayacaksınız.

Bu tur aynı zamanda Amerika’nın ilk tarihi yürüyüşlerinden biri. Bazı kaynaklarda Boston’a ” Yürüyen Kent ” denmesinin nedeni bu Özgürlük Yolu’dur.

Yaya olarak da rahatlıkla yapılabilen bu tur 4 km uzunluktadır.

Ben kendim yürüdüm ama rehberli tura katılırsanız ücret : büyükler için 13 dolar, çocuklar için 7 dolardır.

 

 

 

Bölgede Atlas Okyanusu bulunduğundan , Okyanus iklimi yaşanır.

Yazları ortalama olarak 23 derecelik bir sıcaklık var. -20’ler kışın görülür.

 

 

Cheers dizisini hatırladınız mı ? Boston da bar günlerine geri dönüp şahane müzikler ve leziz yemekler eşliğinde güzel zaman geçirebilirsiniz.

Çok popüler bir mekan.

 

 

 

 

Boston’un meşhur clam chowder denen deniz tarağı çorbası tatmadan dönmeyeceğiniz lezzetlerden.

 

 

Boston deniz ürünleri konusunda tam bir damak çatlatan konumunda. Legal sea food nefis bilginiz olsun.

Steak için ise Abe Louis vazgeçilmez bir adres.

“ Samuel Adams ” Boston şehrinin en büyük ve ünlü bira markasıdır.

Aslında birçok bira çeşidi bulunur ama bence siz bu markayı için.

Samuel Adams aynı zamanda Bağımsızlık Bildirisi’ni imzalayan Amerikan devrimcilerindendir.

 

 

Kahvaltı da portakallı ve  kırmızı orman meyveli muffin ile kendinizi ödüllendirebilirsiniz.

 

 

BOSTON ; yürüyerek gezebileceğiniz , soluklanmak için kafelerinde kahve yudumlayabileceğiniz , parklarında nefes alıp sincaplar ile oynayabileceğiniz , okyanus esintilerini yüzünüzde hissedeceğiniz , ara yollarda gönüllü kaybolabileceğiniz , kütüphanelerine bayılacağınız inanılmaz keyifli bir kenttir.

Genç ve rafine bir güzellik mi aradığınız ?

BOSTON sizi seve seve ağırlayacaktır.

 

GENÇ BİR KENT ; BOSTON” hakkında 4 yorum

  1. Çok güzel yazmışsınız keyifle okudum . Yeni geziler dilerim size , siz yazın biz okuyalım .

  2. Harika bir yazı olmuş. Şöyle uzaktan bir uğradım sanki.. Yeni yerler yeni yazılar…

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir