” Okuyabildiğin kadar oku , gezebildiğin kadar gez ”
Çin Atasözü
Hep ” gidelim ” deriz planlar yaparız ama sıra bir türlü gelmez.
Listenin üst sıralarına tırmanmak için bekleşen ülkeler hep vardır.
Galiba Kosova onlardan.
Oysa vize yok , ucuz ve yakın .
Uzun ve pahalı planlara hiç gerek yok.
Sırtınıza atın çantayı ve gidin.
Kosova ‘nın hatta Balkanlar ‘ın en güzel kentlerinden olan Prizren ; ” müze kent ” yada ” açık hava müzesi ” olarak anılıyor.
Kosova ‘nın en güzel kenti olduğu söyleniyor.
Çünkü kenti gördükten sonra kendime dedim ki ; asıl tarihi merkez burası ve Osmanlı’yı da en çok yaşatan kentlerden…
Avrupa ‘nın en genç ülkesinin en güzel kenti…
Şar Dağı eteklerine kurulan Prizren , Bistriça Nehri ile ikiye bölünmüştür.
Üzerinde nehirle aynı ismi taşıyan tarihi bir taş köprü var.
Doğayı içinize çekebileceğiniz ve aynı zamanda ülkede en fazla Türk’ün yaşadığı kent.
Balkanlar’daki en yüksek minareli cami olan Sinan Paşa Camii , Terzi Baba Türbesi , Arnavutluk Müzesi şehirde en başta ziyaret etmeniz gerekenlerden.
Ülkenin güney batısında bulunan tarihi kent ; farklı din , medeniyet ve kültürlerini barındıran ender Balkan kentlerinden.
Kentte çoğu Osmanlı döneminden kalan çeşmeler , camiler, köprüler ve hamamlar arz-ı endam ediyor.
İstanbul ‘un eski bozulmamış ara mahalleleri olan Fener Balat semtlerine benzettim çok…
Kosova vizesiz bir ülke…
Prizren’den başlayıp Makedonya , Kosova , Arnavutluk sınırları boyunca farklı kollara ayrılan Şar Dağları 1600 kilometre.
Kosova tarafı zümrüt yeşili , önemli bölümü ormanlık alan.
Kent 1998 de bağımsızlığını ilan eden Kosova Cumhuriyeti’nin ikinci büyük kenti.
Türklerin uğrak yeri olan kent sakinliği , sessizliği ve huzuru sevenlerin üst sıralarında.
Prizren’de trafik işaretleri ve tabelalar Arnavutça , Sırpça , Türkçe olmak üzere 3 lisanda.
Nüfusu yaklaşık 230,000 civarı. Nüfusun çoğunu Arnavutlar oluşturmuş.
25.000 kadar Türk yaşadığı biliniyor.
Prizren ; eskiden deniz kıyısının kuzey kısmındaki bölgelerle ticaret merkezlerini Kosova ve Balkanlar’ın iç kısımlarına bağlayan yolda uzanmaktaymış.
Bu konumu nedeniyle tarihinde sık kullanılan kent olma özelliği oluşturmuş.
Balkanlar ‘ı genelde yaşım daha ilerleyince görürüm diye ileri tarihlere atardım.
Gidince anladım ki hataymış .
Ömrünüzde bir kere olsun Rumeli ‘ye gelin.
Şehrin ortasından Akdere geçer.
Hangi mevsim gidelim ?
Bence ilkbahar.
Çünkü kış ayları oldukça soğuk.
Türkçe dilini bilmekle Prizrenli olmak neredeyse kentte özdeşleşmiş.
Osmanlı devrinde kültürel yönden büyük bir önem arz eden Türkçe ; Prizren’de yaşamak isteyenler için bilinmesi şart olan bir kültür dili özelliğindeymiş.
” Seyahat insanın dünyasını genişletir ”
Malcom X
Yemek kültürü bize çok yakın.
Çok leziz.
Elbasantava , haşlama böreği mutlaka deneyin.
Fulya böreğini Besimi’de tadabilirsiniz.
Köfteleri Sofra Restoran da yiyebilirsiniz.
Prizren’in merkezi de Şadırvan denebilir.
Şadırvan’ın olduğu meydanda hem kafeler var hem yemek yiyeceğiniz mekanlar hem de sürekli bir hareket var.
Mutfak kültüründe başköşe et ve hamur işlerinin ; köfteleri ve sucukları da çok leziz.
Hiç tatlı sevmeyen ve hatta yemeyen biri olarak şunu söylemek isterim ki ; hayatımın en güzel triliçe tatlısını burada yedim.
Çorba + et + tatlı = 5 euro ortalama
Prizren kenti , günlük yaşamın koşturmasından yorulduysanız kendinizi yenilemeniz için çok doğru bir adres.
Üsküp’ten Prizren’e günde iki tane otobüs bulunuyor.
9 euro ucreti.
3 saat kadar sürüyor yol .
Otobüs den şehir merkezi yürüyerek 10-15 dakika gibi.
Taşköprü , Şadırvan , Prizren Kalesi derken bu tarihi kent sizleri bekliyor…