“ Sabah ve akşam arasındaki gün gibi, yaşantım seyahat tutkumla ev özlemi arasında kalıyor. Belki bir gün yolculuk için yeterli uzaklığa varacağım ve uzaklıklar ruhumun bir parçası olacak , böylece onların şekillerini içim de taşıyacağım , onları harfi harfine gerçekleştirmem gerekmeyecek. Belki bu içimdeki gizemli evi bulacağım ve bundan böyle bahçeler ve küçük kırmızı evlerle flört etmeme gerek kalmayacak. İşte bu , kendimle evde olmak.”
Görkemli Dünya Hermann Hesse
HER YOLCULUK ; AYNI ZAMANDA İNSANIN KENDİ İÇ DÜNYASINA YAPTIĞI BİR YOLCULUKTUR…
Kuleler , arnavut kaldırımlı dar yollar , sevimli kafeler , gece hayatı , şeker mi şeker kentler…
Geleceğin Avrupası’na damga vuracak ülkeleri merak mı ediyorsunuz ?
Bence Baltık ülkeleri.
Litvanya ; Sovyet döneminin hemen arkasından Batı ile kenetlenmiş.
Mimari ve tarihi yapıları , eğelence yaşamı , el değmemiş tabiatı ile ufak ama dikkat çeken bir ülke.
Kuzey Avrupa ‘da yer alan üç Baltık devletinden biridir.
Polonya , Beyaz Rusya , Letonya ile komşudur.
Ülke nüfusu üç buçuk milyon civarıdır.
Sevimli , şirin , sakin ama soğuk hava nedeniyle genelde öğrenci değişim programları sayesinde adını duyduğumuz bir ülke Litvanya.
Resmi dili Litvanca ve başkenti Vilnius kentidir.
2015 yılından itibaren euro kullanmaya başlamıştır.
Vize isteyen ülkelerdendir.
Bu ülkede spor = basketbol
Zaten ülkeyi dünyaya tanıtan en önemli öğelerden biridir basketbol.
Ülke de yaşayan insanların boylarından da hemen anlaşılacağı üzere ülkenin olmazsa olmazlarından biri basketbol.
Boy ortalaması 1,85 cm ve pek çok yıldız yetiştirmiş bir ülke.
Ülkenin en itibarlı takımı ise Zalgiris Kaunas ‘dır.
Tam bir gezgin klişesi ile başkent Vilnius ‘u gezmeye başlayalım mı ?
” Avrupa ‘nın her yeri aynı artık sıktı ” bunları bir kenara bırakarak gittim başkente.
Tabi aynı değil gidip görünce daha iyi anladım.
Başka başka kültürler , tarihler , renklerden bahsediyoruz .
Nasıl aynı olsun ki ?
Gittiğim için , gördüğüm için çok memnun olduğum ” iyi ki ” dediğim bir coğrafya oldu BALTIKLAR.
Çok fazla bilgi sahibi olmadığımız bir ülke Litvanya.
2. Dünya Savaşı’nın tam göbeğinde kalmış ve yıllarca Sovyetler Birliği’nin bir parçası olarak varlığını sürdürmüş bir ülke.
Nüfusun öğrenci olması sebebiyle cıvıl cıvıl halk ağustos güneşi ile meydanlara akın etmiş.
Vilnius Havaalanı’ndan merkez 5 km kadar uzakta.
Taksi ile 15 euro , tren ile 1 euro karşılığı şehir merkezine gelebilirsiniz.
Su musluktan içiliyor ve şişe fiyatı 2,20 euro gibi.
Konu açılmışken bira 3 euro ve kahve 2,50 euro ortalama.
Eski meydana girince hemen solda ufacık bir kafe var adı Sokoladas.
Kahve çikolata keyfi yapın.
Epeydir boğazımı yakan bir çikolata yememiştim çok sevdim.
Başkenti arşınlamaya OLD TOWN bölgesinden başlayabilirsiniz.
Turistik pek çok noktayı ve şeker sokaklara dala çıka çok rahatlıkla keşfe çıkabilirsiniz.
Rast gele ara yollara girin merak etmeyin hepsi sizi yine aynı noktaya geri getirecek.
Amberin kentini bisiklet ile de gezebilirsiniz.
Katedral Meydanı’ndan azıcık yürüyün Pilies Sokağına çıkacaksınız.
Ve kaleye ulaşın. Kafeler , hediyelik eşya satan tezgahlar , irili ufaklı dükkanlar…
Buraları çok seveceksiniz.
Herkes sap sarı burada. Aralarına girip dolaşırken ben turistim diye bağırıyorsunuz zaten.
O yüzden tüm etkinliklere katılın bence.
Ülke nüfusunun yüzde 83’ü Litvanyalı. Yüzde 6’sı eski Sovyet.
Gerisi Polonyalı.
65 bin km2 ‘lik ülkenin, diğer Baltık devletlerinden farkı ise , nüfusun büyük bölümü Protestan değil Katolik.
Vilnius’un ortalama sıcaklığı -6 derecelerde iken , temmuz ayında bu sıcaklık 16 dereceyi bulur.
Litvanya’nın kışı ise oldukça sert. Ortalama değer -20 dereceye kadar düşebilir.
Ülkede en düşük sıcaklık -43 derece olarak ölçülmüş.
UZUPİS...
Başkentin en ilginç en değişik yeri burası.
Şehrin içinde bulunan bir yer farklı bir yerde değil.
Ülke Sovyetlerden ayrıldıktan sonra burayı çok önemsememiş ve evsizlerin bulunduğu bir bölgeymiş.
Sanatçı kesimin tercih ettiği bir bölge olmuş zamanla.
Kendine ait marşı , başkanı , bayrağı , ordusu ve anayasası bile var.
Resmi olarak ayrı bir devlet değil ama girişte tabelası bulunuyor.
Sizi rahatsız edecek hiçbir durum yok .
Sanat çalışmaları oldukça etkileyici…
Başkente gelirken beklentimi küçük tuttum.
Ama doğası , birası , insanların güler yüzü beni buraya getirdi.
Trakai ; günü birlik kaçabileceğiniz harika bir yer. Ben bayıldım .
Başkente 28 km mesafede. 40 dakika kadar sürüyor.
Kale den başlayın ve milli parkı adım adım gezin .
Gözünüz gönlünüz zenginleşsin.
“…Özümüzde hepimiz doğada var olan bilimi anlayıp ilişki kurabilecek algı ve yetilere sahibiz. Bir küçük kuş, bir çiçek ya da bir bebeğe baktığımızda ihtiyacımız olan tüm sevgi, umut ve zenginliğin farkına varabiliriz ”
VİCTOR ANANİAS
Gave Gölü’nün ortasında bulunan kalenin yapımına Trakai dükü Kestutis tarafından 14. yüzyılda başlanmış.
Daha sonra yıkılıp yakılan kale 20.yüzyıl ortalarında inşa edilerek turizme kazandırılmış.
Bol bol yürüyün…
Kaleye girebilmek için gölün üzerindeki ahşap köprüden yürümeniz gerekiyor.
Köprüden kaleyi fotoğraflamaya başlayabilirsiniz.
Kaleye 6 euro karşılığı girebilirsiniz.
Buralara kadar gelince adını az duyduğum Karay Türkleri hakkında bilgi edinmeye çalıştım.
Karaköy adının Karay Türklerinden geldiği söyleniyor.
Refik Halit Karay ‘ın Karay Türklerinden olduğunu duydum.
Fırsat bulursanız ufak hediyelik eşya satan yada börek gibi bir yemek olan hamurdan alırken ( kuzu etlisi çok güzel ) bir kaç kelime konuşup kendileri ile sohbet edebilirsiniz.
Belki kendi hikayelerini ilk ağızdan dinlersiniz.
Sayıları gün geçtikçe azalıyor.
Siauliai ; Litvanya ‘ya gelenler için önemli bir ziyaret noktası.
Sovyet rejiminde hayatını kaybedenleri anmak için 200.000 adet haç toplanmış.
Uçsuz bucaksız bir arazinin ortasında.
Bence görülmeye değer.
Bazıları gezmeyi çok seviyor…
