BÜYÜLÜ TOPRAKLAR GUATEMALA…

Bir  Atasözü der ki ; ” üç şeyden ayrılmak hüzün verir ; su kenarından , yeşil ağaçlardan ve güzel bir kalpten ”.

Bende Guatemala ‘ dan ayrılırken aynen böyle oldum.

Hem doğa güzel hem insanlar güzel.

Haliyle ayrılık hüzünlendiriyor.

Guatemala Orta Amerika Kıtası’ nda büyülü bir ülke.

Büyü ise ; Mayaların izlerinden , köylerden , antik kentlerden , dağlardan geliyor bence.

Güneş yılını bir daha ulaşılamayacak bir şekilde hesaplayan gök bilimciler  ve bilgeler yaşamış bu topraklarda.

Eski uygarlıklara merakınız varsa doğru yerdesiniz.

 

 

 

 

 

 

 

Çinliler ‘in bir görüşü var ; ” aşağı doğru akan su gibi insanın eğilimi iyiliğe doğrudur ” derler.

Ne kadar doğru.

Mayaların evreninde gezerken hep bu sözü düşündüm.

Bu kadar güzel bir coğrafya da iyi insanlar ile içi içe olunca insan ister istemez güzel şeyler düşünüyor.

 

 

 

Guatemala kadınları ve çocukları ; kahve , kakao , hediyelik eşya üretiminde önemli bir yere sahiplerdir.

Her yerden gelen taze kahve ve çikolata kokusu ise belli başlı güzelliklerdendir.

 

 

 

Her ne kadar Maya uygarlığı işgal edilmiş ve yıkılmış olsa da günümüzde Meksika ve Guatemala kırsalında Maya dili ve kültürü hala yaşamaktadır.

Yukatan yarımadasında 7 milyon kadar Maya ‘nın yaşadığı tahmin edilmektedir.

Bilinenin tam tersi Mayalarda sadece tek bir takvim yokmuş ve bunlardan hiçbiri dünyanın sonu olarak 2012 yılını öngörmemiş.

Mayalarda kullanılan 3 tane takvim varmış. Biri modern miladi takvim gibi bir yılı 365 gün olarak kabul ediyormuş.

Mayalar eski uygarlıklar içerisinde en gelişmiş yazı sistemine sahip uygarlıkmış ve Sümerlerin sistemi dışında “0” ı kullanan ilk uygarlıkmış.

 

 

 

 

Antik maya uygarlığının merkezi olan ülke ; yüz ölçümünün yarısı kadar yağmur ormanları ile kaplıdır. 

Guatemala kelime anlamı olarak Maya – Toltek dilinde Ağaçlar Ülkesi demek.

Ve nüfusun yarısı Maya soyundan gelmekteymiş. 

Resmi dil İspanyolca.

Bu lisandan başka 21 tane daha değişik Maya dili kullanılmakta. 

İlk çikolata tableti ise Mayalar tarafından burada üretilmiş. 

Guatemala’ya Türkiye’den direk uçuş yok. 

108.889 kilometrekarelik bir yüz ölçümüne sahip ( Marmara Bölgesi kadar ) olan ülkenin nüfusu ortalama 16.000.000 ‘dur.

Guatemala’nın başkenti Guatemala City , aynı zamanda ülkenin en büyük kentidir.

Kuzeyde Meksika , güneyde El Salvador , doğuda Belize ve Honduras ile komşu olan Guatemala ; 15 Eylül 1821 tarihinde kurulmuştur.

Bayrağındaki quetzal kuşu , ülkenin milli simgesi durumundadır.

Ve de ülkenin resmi para birimine isim veren quetzal kuşu bölgenin en karakteristik canlılarındandır.

Maya efsanesine göre quetzal kuşu mayaların ruhunu temsil eder.

Maya hiyerogliflerinde sıkça betimlemelerine rastlarız.

Ülke’ ye gelen tek Nobel’i ise ; Miguel Angel Asturias’ın 1967 yılında edebiyat dalında kazanmış.

Ülke hakkında bilmemiz gereken önemli bir kültürel detay bence.

Bir sürgünün yakınmalarını en sade ve yalın şekilde anlatan şiiri etkileyiciden de ötedir.

Tamamını okumanızı öneririm ama burada bir kaç satır ile şairi anmak isterim ; 

Ve sen , sürgün :

Konup göçücü olmak , hep konup göçücü ,
han misali bir dünya ,
ne varsa dünyada her şey ödünç ,
gölgesi olmayan ama eşyaları olan ,
ille yarın , yarın ya da hiç…

 

 

 

 

Sonsuz bahar ülkesi olarak anılan ülke ; oldukça zengin bir etnik yapıya sahip.

Avrupa ‘lı göçmen ve yerliler melez bir kimlik oluşturmuşken kızıl derili nüfus da bulunmaktadır.

Hem Karayipler’ e hem Pasifik Okyanusu’ na kıyısı bulunur.

Kahve çekirdeği ile ünlüdür.

Gördüğüm en bakir en güzel ülkelerden biri…

Gezginleri buralara çekecek kültürel ve doğal güzelliğe fazlası ile sahip.

En büyük sorun ise fakirlik. Vatandaşların % 60 ‘ı açlık sınırında yaşarken dünyada nüfusa oranla en fazla sokak çocuğu bulunan ülkedir.

Ülke fakirlik ile mücadele edebilmek için pek çok uluslararası kuruluştan yardım almaktadır.

Guatemala’daki kişi başı gelir ortalama 4.500 dolardır.

Bu ağaca bayıldım ve gelirken iki adet limon getirdim.

Annem ile çekirdekleri Sicilya ‘dan getirdiğim limonların yanına ektik.

 

 

Şu telaşlarım bir bitse diyorum.
Belki uzaklara giderim,
çoktandır gitmek istediğim yollar var …

Ahmed Arif

 

 

İçtiğim portakal suyunun tadını nasıl unuturum bilemiyorum…

 

 

 

Kristof Kolomb’un Amerika yolculuklarından sonra İspanyol sömürgecilerin akınına uğradı büyülü coğrafya.

Günümüzde bu döneme ait çok sayıda kolonyal mimari bulunmaktadır.

1821 ‘ de İspanya ‘dan ayrılan Guatemala 1823 ‘den beri bağımsız bir ülkedir.

 

 

 

Bu meydan da sağlı sollu öğle şirin pasajlar var ki anlatamam.

Kardeşime ve kendime şal almayı da ihmal etmedim.

 

 

 

 

Kent merkezinde ki çamaşırhaneyi kaçırmayın hele de çamaşır yıkayan kadınları mutlaka görün.

 

 

Ülkenin milli gelirinin %25 i tarımdan elde ediliyor.

En önemli tarım ürünleri kahve , şeker ve muz. 

Yüz ölçümü olarak küçük bir ülke belki ama 4 tanesi aktif olmak üzere toplam 32 adet volkana ev sahipliği yapıyor.  

Tajamulco volkanı 4.220 metre ile ülkenin en yüksek noktası konumundadır. 

 

 

 

GUATEMALA ‘NIN İNCİSİ = ANTİGUA

Antigua ‘da gezerken bu manzaralara sık sık rastlıyorsunuz.

Günde bir kaç kez volkanlar bu şekilde lavlıyor.

Yine buralara yolumu düşürebilirsem bu sefer bir volkanik dağ turu alıp tırmanış gerçekleştirmek çok istiyorum.

 

 

 

Antigua bu güne kadar gördüğüm kolonyal kentler içinde güzellik konusunda bir anda en üst sıraya tırmandı diyebilirim.

Arnavut kaldırımları ve volkanik dağları , huzuru ve doğanın gücünü hissetmenizi sağlayacak müthiş bir seyahat rotası.

Tüm dünyanın karmaşasından uzak kalmayı başarmış ve kendine izole bir yaşam kurmuştur.

Sakinliği ve sessizliği ile tüm gezgin kalpler de yer eder.

Kentin bence en heyecan verici noktası ise hala aktif olan yanar dağları .

3 .776 m. yüksekliğindeki Volcan de Aqua , öbürü 3.976 m. yüksekliğindeki Volcan de Fuego ve 2 .552 m. yüksekliğindeki Pacaya Volcano…

Bunlar Antigua’nın her noktasından görülebilen volkanik dağları.

Halkın çok alışkın olduğu patlama sesleri ve buhar çıkışları gezginlerin ilgisini fazlası ile çekiyor.

Renk renk boyanmış tek katlı evler… eski sokak lambaları… görkemli kiliseler… göz alıcı bir meydan.

Unesco Dünya Mirasları arasında ki bu kenti gel de sevme gel de beğenme.

Bu kentte bir yanar dağ çıkışı gezi planınızda yoksa eğer tarihi bir kilise olan Capuchinas ‘ın terasından tüm kenti izleyebilirsiniz.

Meydana girer girmez sizi gösterişli bir kemer olan Santa Caterina karşılar.

Arnavut taşlarıyla bezenmiş kaldırımlardan yürüyerek kenti adım adım arşınlayabilirsiniz.

La Merced ve San Francisco kiliselerinin ihtişamını lütfen atlamayın.

 

 

 

Pazarları gezmeyi hep çok sevdim.

Yerel halkla buluşursunuz , kültürünü kavrarsınız , pek çok kişi ile göz göze gelirsiniz.

Fotoğraf için de tam bir cennet olan bu ortamları sakın kaçırmayın derim.

Renk cümbüşü olması nedeniyle de gözleriniz bayram eder.

 

 

 

 

İspanyolca’ yı Antigu da öğrenin !!!

Her yerde okul ve kurs var.

Zaten hemen dikkatinizi çekecek.

Hem Meksika dan ucuz hem de çok güzel bir şehirdesiniz.

Amerikalı ve Kanadalı gençlerin ilk tercihi burası.

Uzun yolculuklara çıkacak gezginler de burada biraz kalıp ; soluklanıp , kurslara gidip yollara tekrar dökülüyorlar.

Merakınız , ilginiz ve zamanınız varsa aklınız da olsun.

 

 

 

 

 

 

DÜNYANIN EN BÜYÜK MAYA ŞEHRİ ; TİKAL

ORMANDA BİR ZAMAN YOLCULUĞU…

Mayalar neden sırra kadem basmışlar , neredeler , ne olmuşlar kimse bilmiyor.

Arkeologlar araştırmalara devam etseler de sorulara henüz cevap bulamadılar.

Biz ise sadece onlar hakkında zaman zaman Maya takvimi ve Maya kehaneti olarak bahsediyoruz.

O dönemde astroloji konusunda müthiş bilgilere sahiplermiş.

Güneş ve ay tutulmalarından tutun da dünyanın dönüş hızına kadar olan tüm ayarlamaları yapmışlar.

Günümüzde astroloji ile ilgili yapılan pek çok ince hesabın Mayalar tarafından hesaplandığı biliniyor.

1979 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak ilan edilmiş.

Bu gizemli kent ; 1848 de bir sakız toplayıcısı tarafından tesadüf eseri yapılan bir keşif sırasında tespit edilmiş.

Yağmur ormanlarında sakız toplamak için çıktığı bir ağacın tepesindeyken görmüş sakız toplayıcısı tapınaklardan birini.

Köye geri dönüp gördüklerini anlatınca bugün karşımıza çıkan büyülü güzelliğin adı Tikal olmuş.

Antik Mayaların en güçlü krallıkların başkenti konumunda.

 

 

 

” Şunu sakın unutmayın : Önemli olan bir tek an vardır. O da ” şimdi “dir. Çünkü bir tek ona sözümüz geçer ”

Tolstoy

 

 

Bu ağaç ; ” the holly tree of life ” hayatın kutsal ağacı Guatemala da yağmur ormanlarında sizleri bekliyor…

 

 

1979’dan beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Tikal Ulusal Parkı , gezginlerin bu ülkeye geliş amaçlarında ilk sırada denebilir.

Tarihinin MÖ 300′ lü yıllara dayandığı biliniyor.

Dünyanın en büyük ” Maya Şehri”  olarak kabul edilmiştir.

Tikal’in bugünkü gün ışığına çıkmış kısmının sadece kentin yüzde 20’si olduğu söyleniyor.

Binlerce insana ev sahipliği yapmış olduğu düşünülüyor.

Bu gizemli kenti diğer Maya kentlerinden ayıran en önemli özellik bir yağmur ormanı içerisinde olmasıdır.

Sırlar ve gizemlerle dolu kentte zaman dursun hiç akmasın istedim.

Tikal ; 1.000 yıl önce aniden Mayalar tarafından terk edilmiş ve yağmur ormanlarının arasında sır olarak kalmış.

Bir efsaneye göre Mayalar , bu kayıp kentte bir kişiyi bırakmışlar ki kültürlerinin ve bilgeliklerinin dilden dile dolaşması için.

Bugün Maya uygarlığının en büyük arkeolojik ve kentsel merkezlerinden biri olarak kabul edilmiştir.

 

 

Tikal ‘e ulaşmak o kadar da kolay değil.

Erkenden kalkın çantaları sırta yükleyin.

Trekking turuna başlayın.

Ve parka varın.

Buraya gelince zaten gerçek dünyadan uzaklaşmanız için doğa elinden ne geliyorsa yapmış.

Boyları 70 metreye ulaşan ve Guatemala’ nın ulusal ağacı kabul edilen ” Ceiba ” ağaçlarının görkemi , tropikal kuşların çıkardığı sesler , zıp zıp zıplayan maymunlar…

Veee  karşınıza pat diye çıkan kos kocaman bir piramit tapınak…

Mayalar şehirlerini neden terk etmiş bilinmiyor.

Ucu açık hikayeler ve hayal gücünüz birleşince yolculuğunuzun keyfine keyif katan gizemli bir unsur da oluşmuş oluyor.

Tikal’ e gitmek için yola çıktığınızın andan itibaren kendi hayatınızı bir kenara koyun bence.

El değmemiş yağmur ormanlarının ve sizden çok eski zamanlarda yaşamış olan kadim bir kültürün tadını sonuna kadar çıkarın.

 

 

Yağmur ormanları bambaşka bir haz veriyor insana inanın.

Kokusu ve sesi bambaşka.

Ağaçların üzerin de ki değişik türlerde ki kuşlar ve bir sürü maymun türü gördüm.

Bu arada yürüyüşünüze maymun ulumaları da eşlik ediyor.

Ufak bir uyarı ; daldan dala atlayan “ örümcek maymunlar ” çok şeker ama dalların altından geçerken dikkat edin , çünkü sizi gördüklerinde aşağıya tuvaletlerini yapıyorlar :))

 

 

 

 

1997 yılında çekilen Star Wars Yeni Umut filmi Tikal Ulusal Parkında çekilmiş ve Tikal’in bugünkü hali ise sadece %15’ i gün ışığına çıkarılmış durumda.

 

 

Tapınağı ilk görünce gerçek dünyadan çok uzaklarda buluyorsunuz kendinizi.

Yüzyıllar öncesine gidiyorsunuz.

Dini törenler, ayinler, kutlamalar…

Mayaların ölümden sonraki hayata inançları tam.

Öldükten dört yıl sonra da istedikleri hayata tekrar geri döneceklerine inanıyorlar.

Gönüllü olarak kurban seçilmek istemeleri de galiba Maya halkının kültürlerine ne kadar bağlı olduğunun göstergesi.

Piramidin tam dibine gelip iki elinizle alkış yapın ve quetzal kuşunun çıkardığı sesin aynısının yansımasını dinlemeyi lütfen unutmayın.

 

 

Mayaların yarattığı evrende adım adım gezdim , büyüleyici piramitlere hayran kaldım , insanlığın yaratmış olduğu en akıl almaz takvimi yaratan uygarlıktan bize ne kaldıysa bilmek istedim , her şeye dokundum , hissettim…

Bu ayrıcalık da bana fazlası ile yeter diye de düşünmeden edemedim.

 

 

Guatemala gezinizi taçlandırmak için kahve , çikolata ve kokao keyfi yapmalısınız.

Her yerde kahve için çünkü her bölgenin lezzeti farklı.

Ülke dünyanın ” en güzel ” kahvelerinin üretildiği yer.

Neden bu kadar güzel derseniz eğer ; volkanik dağların sağlamış olduğu özel koşullar burada fazlası ile mevcut.

Dağlık arazi ve volkanik topraklar çekirdekleri daha sert yapıyor ve bu şekilde aroma içeride kalıyor.

İşte bu yüzden kahveler baharatlı bir tat içeriyor.

Bu yolculuğunuz da yudumlayacağınız kahvelerin , 252 milyon kilogram kahve üretimiyle dünyada 8. büyük üretici olan Guatemala’nın , 1850 li yıllardan beri ekilen ve ekimin ilk başladığı yer olarak bilinen Antigua’dan geldiğini de belirtmeliyim.

 

 

Kakaonun ana vatanına hoş geldiniz bu arada. Choco Museo dan kakao ve çikolata almadan gelmeyin sakın.

Çikolata kursuna bile katılabilirsiniz.

Paket paket alıp evde dostlarla bir kahve eşliğinde bolca keyif yapabilirsiniz.

 

 

Guatemala da yapabileceğiniz eğlenceli bir etkinlik ise chicken bus.

Bu ne derseniz eğer ; eski Amerikan okul otobüsleri Guatemalalılar tarafından çılgınlar gibi süslenmiş ve yollara çıkmış.

Virajlı yollarda atraksiyonlar yaparak giden bu neşeli otobüsleri zamanınız varsa kaçırmayın derim.

 

 

 

Umarım tekrar bu topraklara geldiğimde büyülü ülkeyi ; tüm problemlerini aşmış , ekonomik anlamda biraz daha nefes almış bulurum.

Mayaların torunları bunları hak etmiyor mu sizce de ?

 

 

BÜYÜLÜ TOPRAKLAR GUATEMALA…” hakkında 8 yorum

  1. Bir çok yazını okudum hepsi birbirinden keyifli şuan ise Okuduğum en keyiflisiydi çünkü bunca yoğun bir iş trafiğine dur dedirtti bana 🙂
    Guatemala’dan ayrılırken bir kalpten ayrılmış gibiydim ben de …..Bir kez daha aynı duyguları yaşattın.
    Kalemine sağlık. Fotoğraflar ise muhteşem.

  2. Guatemala yazısı çok güzel… yaşağınız duygular sözcüklere yansımış, haliyle okuyana da geçiyor…hayran kaldım..
    Umarız bizede gitmek kısmet olur..belki birazda ulaşım ve maliyet bilgileri de verirseniz daha güçlü hayaller kurabiliriz..
    Sevgiyle,
    Görüşmek üzere komşu 🙂

    1. Gülay Hanım nazik mesajınız için çok tesekkur ederım duygularımı aktarabıldıysem ne mutlu bana
      umarım en kısa zamanda gıdersınız
      her detaydan tek tek bahsedemıyorum o tarz bır blog degıl
      ama sız ne ogrenmek istersenız sıze seve seve bılgı verırım
      yada bır kahve ıcelım komsucum olmaz mı ?
      sevgıler cok cok

  3. Çok merak ettigim ülkelerden biriydi. Çok teşekkürler.
    Sağlıklı nice gezilere..

  4. Meksikaya gittim,niyetim orta amerikada 2-3 daha gezmekti.Cok tehlikeli dediler.Dogru mu ?

    1. merhaba ; ben bır tehlıke yasamadım ınanın cok keyıf alarak gezdım… sevgıler

Gülay DİREK için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir